Köşe YazarlarıManşet

Geldik 2001 Yılına. Büyük Ödül Son Model Araba…

Merhaba Sevgili Voleybol Severler,

Geldik, 2001 Yılına…
Antalya Belek’deyiz. Katılım yine müthiş!
Tüm ekip, Kulüp Ali Bey diye bir Tatil Köyünde kalıyoruz. Tatil köyü daha da muhteşem. Her taraf Çini ile kaplı. Turnuvalar, otelimize, sahilden yürüme mesafesinde.
Bölge Serik Belediyesi’ne bağlı. Dönemin Belediye Başkanı  Mehmet Bankoğlu.
Çok ilgili ve çok sempatik bir başkan.
İlk gün bir deri defilesi yapıldı, arka planda da bir fasıl grubu, Türk Sanat Müziği çalıyor, ben durur muyum , hemen yandan eşlik etmeye başladım.
Hoop, eski voleybolcu Hikmet İnanlı yanıma geldi, ‘Oğlum sahanın yanında öğlen yemeklerini yediğiniz restoran biliyorsun benim, akşamları fasıl yapıyoruz, İTÜ Konservatuarında okuyan 4 genç var, sen de gel, acayip iş yaparız’
Eveet gündüzleri maçlar, akşamları fasıl harika J
O dönem, Muazzez Ersoy ‘’ Kader diyemezsin sen kendin ettin’’ şarkısı çok meşhur. Biz de her akşam, o parçayla açıyoruz, gece bitene kadar en az 4 kere söylüyoruz. Hikmet abi uzaktan rakı şişesini gösteriyor, ‘İyi gidiyoruz iyi, bir daha ‘’ diyor.

Biz 4 gece program yaptık, çok keyifli geçti, Selam olsun Hikmet İnanlı ‘ya.

Gökhan Öner ve Cengizhan Kartaltepe 1. Oldu.
Kızlarda ise Ebru Algür – Karolin Hopalı.

Bu arada, o yıllarda Dünya plajlarında da uygulanan King of the Beach ve Quin of the Beach (Plajın Kral ve Kraliçesi) yarışmaları var.
O sezon yapılan tüm turnuvalarda, elde edilen derecelere göre, en başarılı 4 oyuncu, son turnuva bittikten sonra kura ile eşleşip 10 dakika üzerinden maçlar yapılıyor, sonra 15 dakika dinlenme, tekrar yeni eşlerle bir 10 dakika daha.
Her sporcu, 3 değişik eşle, üçer maç yaptıktan sonra alınan galibiyetler ve sayı averajları sonunda Kral ve Kraliçe belli oluyordu. İddia ediyorum, başka hiçbir yerde, Kral ve Kraliçeye verilen şampiyonluk ödülü, bizim verdiklerimizden daha görkemli olsun.
İlk sene Vefa Şimşek ve Karolin, sıfır bir Ford araba, ikinci sezon, Gökhan Öner ve Nalan Ural Hyundai marka sıfır arabanın sahibi oldular. Tebrikler arkadaşlar.

2000 yılında, çok enteresan bir durum gerçekleşti, bunu da anlatmadan geçemeyeceğim

Plaj voleybolunda, oyuncular her turnuvaya farklı eşlerle katılabilir, sezon sonunda en çok puan toplayan bir erkek ve bir kadın sporcu Türkiye Şampiyonu olarak özel ödüller alıyor. O sene erkeklerde Hakan – Şenol Türkiye şampiyonu olurlarken, Aynı durum, hepimizin yakından tanıdığı, voleybolun Kanatsız Meleği GÜLNUR GÖRGÜN de o sene her turnuvaya farklı ortaklarla katılmasına rağmen her seferinde 2.lik ve 4.lük arası dereceler yapınca, 10 haftalık sezon sonunda tek başına Türkiye Şampiyonu olmuştu. Böyle bir durum bir kere de Kenan – Ediz ikilisi hiç şampiyonluk yaşamadan, Türkiye Şampiyonu olmuşlardı.
Selam olsun Gülnur, Hakan,  Şenol ile Kenan ve Ediz’e…

2001 yılının Kasım ayında, yani Haziran’daki ilk turnuvadan 6 ay sonra, İstanbul ‘ da bir arkadaşımızın kayınbiraderinin Tarabya Hakimler Lokalinde yapılan düğün yemeğinde beni sahneye davet ettiler!
İşte, ‘aramızda sesi güzel bir arkadaşımız var’ falan diye. Ben sahneye çıktım o esnada arkamda da gençlerden oluşan bir saz heyeti, enstrümanlarını hazırlıyor, akort yapıyorlarken ben de, Belek’teki Plaj Voleybolundan ve akşam Fasıllarından bahsediyorum.
Dedim ki, ‘Öyle akşamlardı ki dört akşam fasıl yaptık ve aynı parçayı her gece en az 4 kez okuduk, şimdi o parça ile programıma başlamak istiyorum!’
Arkamı dönmeme fırsat kalmadan, saz heyeti kader diyemezsin sen kendin ettin parçasını çalmaya başlamaz mı?

Hayretler içinde döndüm ve 6 ay önce ki o dört genç gülümseyerek bana bakıp , ‘Biz hazırız İlker abi , kaç kere dersen çalarız ‘ demez mi?
Çok hoş bir tesadüf değil mi?

Kalın sağlıcakla …

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu