Genel Haberler

Değişik ve Tutkulu Bir Koç, Russ Rose

Amerikalı Russ Rose, 44 yıl tüm Amerika'ya koçluk yaptı, 40 yılı aşkın baş antrenörlük, 7 ulusal şampiyonluk kazandı.

Russ Rose, erkek voleyboluna bayılıyor ve erkek voleybolunu oynanan voleybolun en üst seviyesi olarak görüyor. Erkek voleybolu, servis atmaya ve hücum etmeye daha bir agresiflik kattığı için ona göre sade bir oyun. Rallinin uzunluğunun kısa ya da uzun olması umurunda değil.

Penn State’te kadın takımını çalıştırırken arka arkaya dört şampiyonluk kazandıklarında harika bir dönem geçirdiler. Daha da önemlisi o takıma erkek takımı gibi koçluk yaptığını düşünüyor. Bir erkek takımı gibi antrenman yaptılar. Russ orada sistematik olarak daha çok erkek takımı gibi şeyler yapmak istedi.

Brezilya erkek takımı dünyanın en iyilerinden biri olarak kabul edildiğinde, takımımı Brezilya turundan dönmüştü. Bernardino hâlâ erkek takımına koçluk yapıyordu ve bir antrenman izlemelerine izin vermişti. O antrenmandan öğrendiği bazı şeyleri kadın takımına uyguladı.

Antrenmanda gördüğü, liberodan gelen iyi bir topla hücum oyuncularının bloksuz toplara vurduğu bir sistem oluşturdu. Bu sistem, sadece savunma oyuncularının  bakış açısını geliştirmek için değildi aynı zamanda yeni bir hücum sistemi geliştirmeyi de amaçlıyordu.

Bir çok bayan maçında, koçların topu filenin üzerinden diğer tarafa geçirmek için çok fazla alternatif oluşturmadığı bilinen bir gerçek. Bunun için etkili servis bazı durumlarda çok daha gerçekçi görünüyor. Bu sadece küçük bir örnek.

Neticede her şey kaliteli oyunculara sahip olmanıza bağlı, bir şeyler yapacak kaliteli oyunculara sahip değilseniz, bazı şeyleri asla yapamazsınız. Russ’ın üniversite koçu Jim Coleman, teknik olarak yapamayacağınız bir şeyi taktiksel olarak yapmaya çalışmayın düşüncesindeydi.

Russ Rose, çok fazla erkek voleybolu izliyor ve esas olarak voleybola duyduğu açlığı gidermek istiyor. Kadın voleybolu ona erkek voleybolunun bazı kısımlarını özletiyor.Her iki cinsiyetteki maçlar, ona farklı şeyleri hatırlatıyor. Erkeklere koçluk yaptığında uygulayabileceği şeyler ve şu anda spor salonunda sahip olduğu yetenekleri yansıtıyor.

Russ Rose, 2008 Pekin Olimpiyat oyunlarından önce erkek milli takımına danışmanlık yapıyordu. İtalya’da altı takımın katıldığı üç günlük bir turnuvaya katıldılar. Takımlar İtalya, Rusya, Brezilya, Çin, ABD idi.

Russ, temel olarak tüm oyuncuların servislerini kaydediyordu ve servisin hızını, atıldığı yeri ve gittiği yeri kaydetti. Gözüne çarpan şey, Brezilya’nın diğer takımlardan farklı olmasıydı, çünkü her gece oynamadan önce, tanıştırıldıklarında… oyuncuların tutkusunu, birbirlerine sarılıp yanaklarından öptüklerini görüyordu. Bu o kadar inanılmaz bir olaydı ve kopyalanması gerçekten zor bir şeydi. Ama bu voleybolun güzelliği, çok uluslararası bir oyun ve tüm bu etkiler ile öğrenilecek gözlemlenecek çok şeyler var. Tüm antrenörler, oyuncularının iyi geçinmesini isterler ama bu neredeyse imkansızdır. Son birkaç ayda, tümü yüksek kaliteli canlı yayına sahip birçok uluslararası karşılaşma izlediler ayrıca molaları gerçekten kontrol edebildikleri ilk zamanlardan biriydi…

Russ, koçlar bir takımı eğitmek ve bir takım geliştirmek hakkında konuştuğunda, her zaman şunu söyler: Hey, takımınızın nasıl oynayacağını bilmiyorsunuz çünkü bir olayın stresini tekrarlayamazsınız. Basıncı tekrarlayamazsınız. Bazı şeyleri çoğaltamazsınız.

Ayrıca, Brezilya’nın  kültürel özelliklerini gerçekten önemseyen insanların duygularını ve tutkularını taklit edemezsiniz.

Alınan molaların önemli mi? anlamlı mı? Yoksa oyunculara sadece bir soluklanma, rahatlama şansı mı veriyor yoksa koçlar belirli teknik/taktiksel şeyler mi söylüyorlar diye sorulduğunda ise. Alınan molaların her koç için farklı olduğunu düşünüyor. Her koç için molalarda nasıl konuştuğu ve düşündüğünün kendine özel olduğunu söylüyor.

Russ Rose, bir Phys Ed öğretmeni ve kolejde o kadar iyi bir oyuncu değildi. İşte bu yüzden dinlemek ve izlemenin gerçekten ilginç olduğunu çünkü her yerde çok farklı olduğu düşüncesinde.. Bu konuda farklı ülkeleri izlemenin çok ilginç olduğu fikrinde. Bazı koçların tercümanlarının olması ve çeviride kim bilir nelerin kaybolduğunun daha da komik olduğunu düşünüyor. Farklı milli takımların kültürel farklılıkları olduğu gibi, aynı şey farklı profesyonel liglerde ve hatta belirli profesyonel takımlarda da geçerlidir düşüncesinde.

45 yıl önce Porto Riko’da profesyonel erkek voleybol koçluğu yapıyordu. Bunun için Porto Riko’ya gitti. Memleketi Chicago’da kış mevsimiydi Porto Riko’da ise hava güneşliydi. Ve Russ orada hiç bulunmamıştı. :-) Orada tek kelime İspanyolca konuşmadı ve bu onun için harika bir deneyimdi. Yani, onun için harikaydı. Koçluk yapıyordu. Maçlarda insanların sahaya mango fırlatıp ‘Gringo, eve git’ diye bağırdığı maçları hatırlıyor. Ve bir molada, tribünlere hanginizin adı ‘gringo’ diye sordu.Saçma bir hikaye ama her zaman Russ Rose’un kim olduğunu gayet iyi anlatıyor. Koçluğun uzun bir deneyim olduğunu düşünüyor. Çocuklarına da söylediği gibi, tüm deneyimler iyi değildir, ancak hepsi değerlidir. Koçluğa bakış açısı özünde bu şekilde.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu