ManşetRöportaj

En Büyük Hedefim A Milli Takım’da Baş antrenör Olmak

Şüphesiz Türk antrenörlerin yurt dışındaki başarıları hepimizin gurur kaynağı.

Bugün söyleşi bölümümüzde 4.Kademe Antrenörlük Belgesi de bulunan ve kariyerini Bulgaristan’da sürdüren istatistik antrenörü Aykut Aydın’ı konuk ettik. Keyifli bir Pazar sohbeti olduğunu düşünüyoruz.

İşte, karşınızda voleybol salonlarının en güler yüzlü antrenörü Aykut Aydın:

  • Merhaba. Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Klasikleşen sorumuz ile başlayalım. Aykut Aydın kimdir?

17-01-1990 İzmir doğumluyum. Erkan yaslarda voleybol kariyerime son verip antrenörlük kariyerime başladım. Bunun için ise kendimi şanslı hissederim. Erken yaslarda işin mutfağından geldiğim için erken yasta birçok olayı tecrübe ettiğimi düşünüyorum.

  • Celal Bayar Üniversitesi Voleybol Antrenörlüğü mezunusunuz. Bu bölümü tercih etmeniz nasıl oldu? 

    Bu bolumu tercih etmek biraz kaderimde vardı diyebilirim. Lisedeyken de spor bölümündeydim bu biraz benim için kaçınılmaz oldu. Ama özel olarak orayı tercih etmemin nedeni okulumun en değerli hocalarından rahmetli Ercüment Altuğgil’in yönlendirmesiydi. Çevremdeki herkes o okuldan mezundu.

  • Ülkemizde birçok takımda istatistik antrenörü olarak görev aldınız. Aykut Aydın ismi bu konuda bir marka oldu diyebiliriz. İstatistik antrenörünün antrenmanda ve maçlarda neler yaptığı kısaca anlatabilir misiniz?

Bu görüşünüz için çok teşekkür ederim. Bu beni onore etti açıkçası. Bizim yaptığımız iş tamamıyla bas antrenörün ne istediğiyle alakalı ve ne kadar izin verdiğiyle alakalı. Çünkü bizim yaptığımız iş bilimsellikle doğru orantılı olduğu için dibi olmadığını düşünüyorum. Antrenmanda bazı antrenörler size alanda kullanabilirken bazı antrenörler ise sizin enerjinizi sadece analize harcamanızı istiyor. Yaptığımız iş tamamıyla sunum ve ne kadar doğru gözlemlediğinle alakalı. Ben kendi tarzımı söyleyecek olursam eğer monoton bir istatistik erlik yerine oyuncularla ve antrenör ekibiyle doğru enerjiyi yakalayıp onlara bazı verilere inandırmaktır.

 

  • Baş antrenör gibi isminiz sürekli gündemde olmasa da maçın gidişatını etkileyen en önemli isimlerden birisiniz. Anlık aldığınız bilgileri, hızlı ve doğru okuyarak kenara ileterek, baş antrenörün taktiklerine etki eden bir göreviniz var?

Evet çünkü bizler bir maçı yeri geliyor 10 kere falan izliyoruz ve önümüzde her zaman ayrıntılı veriler oluyor. Ama yine söylediğim gibi bizim bu iste sınırlarımızı baş antrenörler belirliyor. Bazı antrenörler bizlere çok fazla sorumluluk verirken bazı antrenörler ise çok fazla yararlanmıyor. Voleybol çünkü çok değişkeni olan fakat basite indirgememiz gereken bir spor dalı. Çünkü her şey anlık değişebiliyor ve o anda bizler verilerle doğrultusunda doğru yönlendirme yapabilirsek o maça olumlu katkıda bulunabiliyoruz. Ben her zaman kendi adıma söyleyecek olursam oyuncu karakterlerini iyi analiz ederek veriler çıkartırım. Çünkü sadece istatistik değil oyuncuların oyun karakterlerini de tanımamız gerekiyor.

. • Birçok spor kulübünün yanı sıra, milli takımlarda da görev aldınız. Ayrıca Karadağ Milli Takımı’ndaki göreviniz de devam ediyor. Spor kulüpleri ile milli takımlar arasındaki çalışma farkını aktarabilir misiniz?

Evet, daha önce üç yıl Türkiye A Milli Takımda, bir yıl U 20 Milli Takımında çalıştım. Ondan sonra karsıma Karadağ Milli Takımı teklifi çıktı, hiç düşünmeden kabul ettim. Çünkü kendi adıma hedefim değişik voleybol ekollerini öğrenmekti. Milli takımlar ve kulüp takımları bence çok farklı organizasyonlar. Milli takımlarda kısa zamanlarda büyük sorumluluk var. Kulüp takımlarında ise uzun zamanınız var ve turnuva çok az var. Eğer milli takımlarda çalışıyorsanız bir istatistiker olarak oyuncu portföyünüz ve bilginiz çok iyi olmalıdır. Çünkü kısa zamanda o takımlara hazırlanıyorsunuz. Diğer ülkelerdeki oyuncuları tanımak zorundayız. Ve en önemlisi diğer ülkelerdeki meslektaşlarınızla iyi bir iletişiminiz olması gerekiyor. Kendi adıma konuşmam gerekirse bu saydığım özelileri taşımaktayım. Gerek oyuncu bilgim olsun gerekse dünyadaki diğer istatistikerlerle iletişimim her zaman vardır. Kulüp takımında gereken zaman var ve sezon içinde her şeyi tanıyabiliyorsun.

  • Karadağ Milli Takımı ile çalıştığınızdan bahsetmiştik. Ardından bir transfer teklifi aldınız ve Bulgar ekibi Hebarvolley Pazardzhik ile anlaştınız. Transfer sürecinizi paylaşabilir misiniz? 

Transfer sürecim biraz uzun sürdü. Son iki sezonumu İnegöl Belediyespor kulübünde geçirmiştim. Orada bazı şeylerin neticelenmesini bekliyordum. Pandemi yüzünden işler bu yaz gerçekten de yavaş ilerledi. Ama şartlar yolunda gitmeyince orayla bir anlaşma sağlanamadı. Söz sahibi Türk takımlarıyla görüştüm fakat istediğim gibi sonuçlanmadı. Sonra da karsıma böyle bir yol çıktı. Önce benden öz geçmişimi istediler çalıştığım antrenörlere fikir sormuşlar.  Onlar da sağ olsun güzel şeyler söylemişler. Burayla anlaşmam kısa bir zamanda gerçekleşti. Türkiye’nin aksine burada işler karşılıklı fikirler uyuşunca hızlı ilerliyor.  Şimdi ise yeni bir heyecan ve yeni bir tecrübenin içeresindeyim.

  • Türkiye ve Bulgaristan çok yakın coğrafyada yer alıyor. Birçok Bulgar oyuncu Türkiye’de görev yaptı. Peki Bulgaristan’da görev yapan bir Türk olarak, siz Bulgaristan’daki voleybolu ve ortamı anlatabilir misiniz?

Voleybol kültürü kanıtlanmış bir ülkede çeliştiğimi düşünüyorum. Burada sadece spor odaklı çok profesyonel bir ortam var. Seni işin dışında hiçbir konuda yormuyorlar ve isin dişi hiçbir soru sormuyorlar. Kendimi bu konuda çok rahat hissediyorum. Gerek yönetim olsun gerek ekibin ve oyuncuların profesyonelliği takdir edilecek seviyede. Seni sadece yaptığın is kalitenle değerlendiriyorlar. Özel hayatin yasam stiline kimse karışmıyor. Bir nevi voleybolla yatıp voleybolla kalkıyoruz.

  • Bulgaristan’dan bahsetmişken, tüm dünyayı sallayan salgın sürecini de konuşmak isteriz. Hem ülkedeki durum hem de salgına karşı voleybolda nasıl önlemler alınıyor? 

Evet maalesef bu virüs birçok özgürlüğümüzü kısıtlamış durumda. Burada tabiide ciddi etkilendi. Önlemler çok sert ve kati. Mesela 18 Yaş altı herkesin spor yapması yasak. Profesyonel seviye sadece seyircisiz olarak devam ediyor. Maçlardan önce ateş ölçümü falan yapılıyor. Takımlarda gerekli izolasyon ve dezenfekte çalışmalarında çok titizler. Umarım bir an önce bütün dünya bu virüsten bir anca kurtulur.

  • Ülkemiz ile kıyaslandığında, yurt dışındaki çalışma koşulları nedir? Hangi konularda iyiyiz ve geliştirmemiz gereken konular nelerdir? 

    Biz ırk olarak çok farklı bir milletiz önce bunu kabullenmemiz gerekiyor. İletişim ve çalışma sistemi olarak beklide kendimize has kuralları olan nadir ülkelerden biriyiz. Aradaki tabiide ciddi farklar var iki taraflarında iyi ya da kötü yönleri var. İşin teknik boyutunda bence çok farklılık var. Bu da zaten milli takım seviyelerine yansıyor. Erkek voleybolunda burası ciddi bir ekol. Ve buradaki hem antrenörlerin çalışma disiplinlerine hem de oyuncuların disiplinlerine hayranım. Sadece voleybola konsantre oluyorlar. Diğer olan isler diğer takımlar ya da başka takımdaki antrenörlere ya da oyunculara kafa yormuyorlar. Herkes profesyonel olarak islerini yapıyor ve emin ol is bittiği anda hiç voleybol konuşmuyorlar. Kendilerine özel alan ve özel zaman yaratmayı çok iyi biliyorlar.

  • Ülkemizde birçok antrenör, çeşitli görevlerde Avrupa, Asya, Uzakdoğu gibi takımlarda görev yaptı ve yapmaya devam ediyor. Yurtdışında çalışan biri olarak, kariyerinize nasıl devam etmeyi düşünüyorsunuz? 

Evet son birkaç senede birçok meslektaşımı çeşitli yerlerde görüyorum. Büyük mutluluk ve haz duyuyorum. Özellikle istatitikerler adına konuşacak olursam kendimi ülkemizde dünyanın her anında her seviyesinde çalışacak o kalitede arkadaşlarım var. Umarım devamı daha çok gelir. Kariyerime adım adım sağlam devam etmek istiyorum. Dünyadaki bütün ekolleri iyi öğrenerek ülkeme tam donanımla erkek voleyboluna hizmet vermek istiyorum. Çünkü benim için antrenörlük bir yaşam tarzı ama erkek takımlarında J kendimi sonuna kadar geliştirip bu isin en üst noktası neresiyse orada olana kadar var gücümle çalışacağım.

  • Biraz da eğitim ve hedeflerinizden bahsedelim. 4. Kademe antrenörlük belgeniz var. Antrenörlük konusundaki hedefleriniz nedir? 

Evet, 4. Kademem var ama içini doldurmadıktan sonra benim için bir şey ifade etmiyor. Daha önce de söylediğim gibi kendi kişisel gelişimimi, antrenörlük donananımı tamamladıktan sonra zamanı geldiğini hissettiğim anda baş antrenör olmak hedefim. En büyük hedefim ise erkek Milli Takımının baş antrenörü olmak. Bunun için her zaman elimden ne gelirse yapacağım bunu gerçekleştirene kadar da öğrenmeye devam edeceğim.

  • Oyuncular kendilerini geliştirmek için sizlerin yönlendirmelerinin yanı sıra, bireysel olarak da çalışmalarda bulunur. Siz kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? 

Dünyada malum hiçbir şey aynı kalmıyor. Biz de hem isimiz konusunda hem de sosyal yaşantımız için her zaman gerekli özelliklere sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum. Benim için en önemli kıstas ise kişisel iletişimdir. Bunun için eğitimlerime dikkat ediyorum. Seminerler olsun ya da bu konu hakkında kitaplar olsun sürekli araştırıp okurum. Voleybol konusunda ise isim gereği zaten sürekli dünya voleybolunu, antrenman modellerini, istatistik türlerini takip eder öğrenirim. Kendime ait taktik tabloları ya da antrenman şablonlarını geliştiririm. Ve kendime ait özel bir oyuncu performans takip çizelgesi üzerinde çalışıyorum şu an. Çünkü öğrenmenin ya da insanlara yeni bir şeyler katmanın sonu olmadığını düşünürüm.

  • Bir gününüzü düşündüğümüzde, günde çift antrenmanın dışında, rakip analizi, maçların analizi, oyuncuların gelişimi gibi birçok konuda çalışmalarda bulunuyorsunuz. Gününüzün çoğu çalışmakla ve hatta stres ile geçiyor. Dışarıdan kolay gibi gözükse de çok zorlu, yoğun tempolu ve stresli bir çalışma alanınız var. Öncelikle, boş kalan vaktiniz oluyor mu diye soralım. Sonrasında, boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz ve yorucu ve stresli çalışma ile başa çıkmak için neler yaparsınız? 

Boş vakitlerim tabii de oluyor. Çünkü bizim işte gereken planlamaya ve disipline sahipseniz kendinize özel zamanınız kalır. O anlarımda ise arkadaşlarıma ve sadece kendi iç huzuruma ayırırım. Müzik dinleyip yürümeyi ya da dünyada söz sahibi insanların hayat hikayelerini okuyup izlemeye bayılırım. İşimin zor olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü bizim şartlarımızın çok çok altında çalışıp evine ekmek götüren insanlar var zor ya da stresli dersem o insanlara saygısızlık ettiğimi düşünürüm. Tabi ki zorlukları ya da stresleri var ama ben hayatta sahip olduğumuz şeylere şükredip mutlu olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizler bu isleri yaparken hiçbir hayat riskimiz yokken hayati riski taşıyıp çalışan insanlar var…

  • Türkiye son yıllarda voleybola damga vurdu. Birçok kulüp başarı ile anılıyor. Kulüplerin yanı sıra antrenörlerin de kendilerini ispat edip yurtdışında görev yapmaları gurur verici. Siz de ülkemizi yurtdışında temsil ettiğiniz için bu anlamda sizleri gerçekten tebrik etmek isteriz. Röportajımızı bitirirken son sözü size vermek isteriz. 

    Çok teşekkür bana zaman ayırıp beni dinlendiğiniz için. En azından kendimi doğru ifade edebildiysem ne mutlu bana. Bizler antrenörler ve sporcular kendi ülkelerimize hizmet etmek için her zaman var gücümüzle çalışacağız. Her zaman söylediğim bir laf vardı antrenöründen oyuncusuna kadar hep bir olup, birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor.

 

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu