Genel HaberlerManşet

Eros Akdora’yı kaybettik

Eski voleybolcu Eros Akdora, yaşantısını sürdürdüğü ABD’de geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı.

Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve voleybol camiamıza baş sağlığı dileriz.

Voleybol Aktüel

 

Kendi kaleminden Eros Akdora

Huzurlarınızda ben Eros Akdora. Gülnur’cuğum bunun nerelerini makaslar bilemem ama ben yine de içimden geldiği gibi samimi ikrar şeklinde yazmak istedim.
Yazmayalı çok uzun zaman olmuş bir de kendimi anlatmaya kalkışmak hepten zor oldu galiba…
Efendim; 1961 yılında İstanbul’da doğdum. Moda’da büyüme şansına sahip oldum, Rahmetli babam İskender Fikret hem şair hem de dönemin önemli iş adamlarından biriydi.
3.5 yaşında okuma yazmayı çoktan çözmüş bendeniz Bahariye İlkokulu’na sınıf atlayarak başladım. Futbola aşık bir çocuk olarak, Basri Dirimlili ağabeyimin destekleri ile Fenerbahçe altyapısına davet edildim.
Her şey çok güzel giderken babamın bu durumu öğrenmesi sonucu kemerli dayakla tanıştım. Malum o zamanlar “ya okula gideceksin hiçbir şey olamazsan topçu olacaksın.” Ve ben de bu durumda futboldan erken emekli oldum.
Ailemin Saint Benoit seçiminden sonra okulun favori sporu olan basketbola devam ettim ve Pertevniyal kulübünde oynamaya başladım. Bu arada evimizin hemen Lozan Plajı’nın önünde bulunması sebebi ile çocuk yaşlarımda plaj voleybolu ile tanışmıştım zaten… Saha kenarında denize kaçan topları getirmek gibi önemli bir görevle başladığım voleybolu da sevmeye başlamıştım aslında… Ama aklım futbolda olduğundan bana sadece eğlenceli bir oyun gibi geliyordu.
Teoman, İlbey, Eczacı Orhan, Mazhar, Gümrükçü İsmet, Karpuz Cahit, Necdet, Mehmet, Özcan ve önemli şahsiyet Şaban Bülent ağabeylerimin su molalarında su taşımacılığına terfi ettim. Arkada manşetçi ve servisçi olarak göze girmiştim. ☺
Saban Bülent ağabeyimin aşık olduğu ablama yaranma isteğinden dolayı voleybol antrenmanına davet edildim ve adam yokluğundan selvi boyumun avantajı ile voleybolcu olma sansını yakalamış oldum.
Rüzgarspor ile başlayan voleybol hayatım, kulübün Vinylex olarak değişmesi ile birlikte bu kulüpte sırası ile yıldız, genç ve A takımları ile devam etti.
Bu arada kader ağlarını örüyordu. Ayhan Apakın’ın ağabeyi rahmetli kardeşim Ahmet ile birlikte 11 yaşında sigara ile tanışma fırsatını bulmuştum. Daha sonra Modalı olmanın dayanılmaz cazibesi olan serserilik hayatıma girdi.
Voleyboldan anormal keyif alıyordum ama serseri olmak da hiç yabana atılacak bir şey değildi…
Okulumun Karaköy gibi elit bir semtte bulunması beni hayatın başka taraflarını keşfetme şansını da yakalatmıştı bana…
İlk hocam ve ağabeyim Şaban Bülent Meriç’e bana verdiği emeklerden dolayı buradan özel teşekkürlerimi gönderiyorum.
Dünya şampiyonasına gidecek takımı bozmamak için Saint-Benoit’dan Saint-Joseph Lisesi’ne geçişim kabul edildi.
Daha sonrasında hocam Mehmet Bengü ile çalışma sansını yakaladım, kendisinden çok farklı şeyler öğrendim.
1979 senesinde Vinylex fabrikasında çıkan yangın sonrası kulübün kapatılma kararı çıkınca bir başka önemli hocam ve sevgili ağabeyim Enver Göçener’in isteği doğrultusunda Galatasaray kulübüne transfer oldum ve bu takımda da unutması imkânsız harika günlerim oldu.
Gelgelelim voleybol bir tarafta, tatlı serseri hayat öbür tarafta… Modalı olmanın dayanılmaz hafifliği maalesef galip geldi. Serseri hayatı seçmiştim ve çok üzülmeme rağmen önüne geçemiyordum. Antrenmanlara hazır gidemediğim için fiziksel olarak istediğim düzeye gelemiyordum.
Bütün nasihatler havaya gitmişti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlarken en yakın arkadaşım Saim Bulut ile “ulan burada öleceğiz” diye okula gitmez olduk
Babam sazı eline almaya karar vermişti bile… Puanım tutuyordu, devletin burslu öğrencisi olarak yurt dışında eğitim alacaktım.
Tercihi İtalya oldu. Her şey harikaydı ama dibe vurmuş olan bendenizi bu da kurtarmadı. Sonunda çözümü beni gönüllü olarak askere yollamakta buldu… Askerlik bana çok yaradı. Top oynamaya aç kalmış biri olarak kendime çok iyi bakmaya başladım ve askerde sigara illetinden bile kurtulmuştum.
Ege Ordu Komutanlığı olarak, Enver hocamın 1. Ordunun efsane takımını yenip şampiyon olduğumuz zaman bana bakışlarını ve söylediklerini unutmam imkânsız.
Her şey eskisinden daha iyi gidiyordu, kendime gelmiştim. Askerlik dönüsünde Enver hocamdan özür dileyip, tekrar takıma katılmıştım.
İçimdeki şeytan hortladı. İki sene ayrı kaldığım İstanbul yine beni ele geçirmeye başlamış ve dönülmez yola çekmeyi başarmıştı.
“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” lafını yabana atmayın dostlar…
Maalesef her gecen gün eskiye dönen ben; başta Enver hocam, Nedim, Osman ve Turgay gibi bana güvenen insanları da yanıltıp yolunu çizmişti bile…
Eski heyecanımı yakalamayı düşündüğüm Otomarsan, Netaş takımlarındaki performansımı hiç beğenmeden birkaç sene daha voleybola devam ettim.
Ehh vücut da isyan edip bir de üstüne diz sakatlığı yaşayınca, sporu bırakmak daha kolayıma geliyordu…
Mehmet’in özel ısrarları sonrasında, bir sene sonra Yeşilyurt takımında oynamayı kabul ettim. Orada karşıma Öcal diye bir futbol hocası çıkınca, tüm hevesim yine kaçtı ve sonrasında sessizce zaten beni çoktan terk etmiş olan voleyboldan kaçtım.
Sırası gelmişken belki % 40’larda verimle oynadığım için öncelikle hocalarımdan, tüm takım arkadaşlarımdan ve sonrasında bana güvenen bu camiadan özür dilemek isterim.
Camiadan, yavaş yavaş uzaklaştım. Bir gün berberde karşılaştığım Metin Görgün, köpeğine Eros adını koyduğunu söyleyince, camiadan aforoz edildiğimi anladım. ☺ Allah’tan babamla Mehmet Fuat hocamın arasındaki kuryelik işi çıktı da arada bir arkadaşlarımı görme şansım oldu.
Sonrasında 10 yıllık bir evlilik yaşadım ve boşandım. Daha sonra Adnan Kıstak hocamın hakkımdaki tüm negatif referanslarına rağmen, 2004 yılında şu andaki eşim Gonca ile evlendim.
2005’de ilk yavrum Zeynep Ege’yi kucağıma aldığım zaman o ana kadar yaşadıklarımın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu anlamıştım. 2009 senesinde de oğlum Ata doğdu.
Eğitim sisteminin kötüye gittiğini önceden görme şansına sahip bir insan olarak çocuklarımıza doğru eğitim verebilmek adına U.S.D’ye göç ettik. Şu an Texas eyaletinin Dallas şehrinde yaşamaktayız.
Geçmişteki hatalarımı, kendimi çocuklarıma adayarak bir nebze kapatmayı hedeflediğim şu hayatımda, gençliğimin çok özel bir ailesi olarak hepinizi teker teker kucaklıyorum.
Kolaj ve bilgiler: Voleybolun Unutulmazları Ansiklopedisi – Gülnur Görgün

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu