ManşetRöportaj

Sultanlar, maçlarda ruhunu sonuna kadar ortaya koyuyor

Merhaba sevgili takipçilerimiz,

Söyleşi bölümümüzün bugünkü konuğu Su Zent. TVF Alt yapısında voleybola başlayan, Galatasaray altyapısında yetişen ve gösterdiği performansla genç yaşında birçok takımda yer alarak kendini daha da geliştiren ve önümüzdeki sezon için yeniden Galatasaray forması giyecek olan Su Zent ile keyifli bir söyleşi yaptık.

Keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Voleybol Aktüel

 

Sevgili Su,
Röportaj teklifimizi kabul ettiğin için çok teşekkür ederiz.
Seni tanımayanları bilgilendirmek, tanıyanlara da tekrar hatırlatmak için Su Zent’i tanıtabilir misin?

Öncelikle herkese merhaba. 25.03.1996 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokuldaki beden öğretmenimin teşvikiyle önce atletizm ardından da voleybolla tanıştım. Voleybola olan sevgim ağır bastığı için atletizm benim için başlamadan bitti diyebilirim. Bu yıl da yetişmiş olduğum Galatasaray Spor Kulübü’nde forma giyeceğim.

TVF Spor Lisesi ile kariyerine başladın ve ardından Galatasaray’a transfer oldun. Sonrasında başka takımlarla mücadele ettin ve şu an tekrar Galatasaray’dasın. Transfer sürecini ve Galatasaray’da tekrar forma giyecek olman ile ilgili hislerini aktarabilir misin?

Çok küçük yaşlarda Galatasaray ile Galatasaray camiasıyla tanıştım. Onlarla büyüdüm, öğrendim diyebilirim. Sonrasında ilk A takım heyecanını da Galatasaray’da yaşadım, çok tecrübeli oyuncularla birlikte oynadım bu yüzden de kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu sezon tekrar emek verip, bu formayla yeni başarılara imza atmak için de sabırsızlanıyorum. Yuvama tekrar geri dönüp bu formayı terleteceğim için çok mutlu ve heyecanlıyım.

Galatasaray’da ilk oynadığın zaman, kadroda yerli ve yabancı iddialı isimler vardı. Ligde ve Avrupa’da başarılı sonuçlar aldınız. Bu sene ise kulüp yeni bir yapılanmaya gitti ve çok genç oyuncuları kadrosuna kattı. Yeni yapılanmayı nasıl yorumlarsın?

Artık bütün takımlar genç oyuncularla yapılanmaya gidiyor. Bu da bence çoğu genç sporcunun önünü açıyor aynı zamanda da voleybola yeni başlayan gençlerin de isteklerini arttırıp önlerini açmasına sebep oluyor. Hem dinamizmin bol olduğu hem de tecrübeyle harmanlanan güzel bir voleybol ortaya çıkarıyor böyle kadrolar. Bu sene kurulan kadroda da enerjisi bol güzel bir takım olacağız.

Kariyerine bakarsak, Galatasaray ve Beşiktaş gibi kulüp takımlarında da THY, Kuzeyboru, PTT gibi takımlarda da oynadın. Kulüp takımları ile kurumsal takımları karşılaştırmanı istesek, neler söylemek istersin?

Ülkemizde voleybola olan ilgi git gide artıyor. Bu da kurumsal takımların da voleybola olan ilgisini arttırıp iyi anlamda voleybola ve voleybolcuya olan değerin artmasına neden oluyor. Geçen sezon oynadığım PTT Spor Kulübü de Kuzeyboru takımı da voleybola ilgi ve alakaları da voleybolun geldiği noktayı gösteriyor. Bence bu da şu an Sultanlar Ligi’ndeki karşılaşmaların kalitesini kanıtlar nitelikte.

Yine seni bir karşılaştırma ile zorlayalım. İstanbul ve Ankara’da forma giydin. Kariyerinde bir de Kuzeyboru var. Anadolu son yıllarda hem kadınlarda hem erkeklerde ciddi ilgi gösterip yatırımda bulunuyor. Yerinde gözlemlemiş biri olarak düşüncelerini alabilir miyiz?

Aksaray şehri beni voleybola bakış ve ilgi açısından kendisine hayran bıraktı diyebilirim. Sevilen bir voleybol ve full dolu bir tribünde oynayıp, sizi sonuna kadar destekleyen bir taraftar ekibi vardı Aksaray’da. Bu beni çok etkilemişti. Böyle Anadolu takımlarındaki voleybol sevgisinin artması Türkiye voleyboluna yeni voleybolcular hazırlıyor ve aslında şehri de başka bir boyuta getiriyor bana sorarsanız.

Spor kariyerinin yanında üniversite eğitimine devam eden öğrencilerden birisin. İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde okuyorsun. Bu bölümü seçmeye nasıl karar verdin?

Evet uzun bir üniversite serüvenim oldu. Şu anda da İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde son sınıf psikoloji öğrencisiyim. Açıkçası çocukluktan beri hep insana ve insan ilişkilerine merakım oldu. Voleybol oynarken de kendimle savaş verdiğim çok fazla yer oldu, aşmam gerektiğini, kendimle kavgayı bırakmam gerektiğini düşündüğüm çok fazla yer oldu. Yani iç görüm ağır bastı diyebilirim. Önce kendime yardım etmekle başlayıp sonrasında da insanlara yardım ermek istedim. Bu sebeplerden dolayı benim için doğru bir bölüm olduğunu düşündüm.

Psikoloji okuyan biri olarak, okuduğun bölüm sana spor hayatında ne gibi katkılar sundu? Artık çalışmalar sadece antrenmandan ibaret değil. Birçok kulüp, psikologlar, zihinsel antrenmanlar ile oyuncularını hazırlıyor. Sen oynadığın kulüplerde bu tarz çalışmalar gördün mü? Bireysel olarak bu yönde çalışmaların var mı?

Bunun sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik bir süreç olduğunu her geçen yıl daha da iyi anlıyorum. Bu anlamda da spor psikolojisi alanıyla ilk tanışmam yıldız milli takımda olmuştu ve bana çok büyük yardımlarını görmüştüm. Sonrasında da tecrübe ettiğim takım psikologları da oldu, kendime faydasını görüp deneyimledikten sonra da bireysel olarak çalışmaya başladım. Herkese de tavsiye ederim :)

Eğitimine tekrar dönersek, mezun olduktan sonra eğitimine devam etmeyi düşünüyor musun, planın nedir? Gelecek planlarını sormuşken, spor kariyerin ile ilgili sormak isteriz. Şu an Galatasaray’dasın. Birçok oyuncu yurtdışı deneyimi yaşamak istiyor. Senin ileride yurtdışında oynamak gibi bir hedefin var mı?

Yurtdışı farklı bir deneyim, farklı bir bakış açısı. Aynı zamanda da farklı bir voleybol kültürü katıyor bence. Bu sebeple bir yurtdışı tecrübem de olsun isterim.

İznin olursa biraz da özel soru soralım. Mislina ile çok iyi arkadaşsınız. Birçok kulüpte beraber mücadele ettiniz. Transferler öncesi birbiriniz ile görüşüp beraber karar alıyor musunuz?

Mislina ile çok uzun yıllardır arkadaşız ve hep aynı takımlarda oynadık hatta beraber büyüdük diyebilirim. Aramızda da bu kadar uzun süre birlikte oynadıktan sonra bunun esprisi baya döner oldu. Fakat hiçbir zaman transfer öncesi bunları konuşmadık. Birimiz anlaştıktan sonra diğerinin ‘o zaman bu yıl ben de oradayım’ esprileriyle devam etti bu sezona kadar. Bu sene yollarımız ayrıldı. Artık yan yana değil karşılıklı oynayacağız. :)

Voleyboldan epey bahsetmişken, Milli Takımı’ndan bahsetmemek olmaz. A Milli Takım başta olmak üzere, maçları takip etme şansın oluyor mu? Yeni jenerasyonlar hakkında neler düşünüyorsun? A Milli Takım’ın VNL mücadelesini ve başarısını hep beraber izledik. Tokyo’da mücadelemiz ile nasıl sonuç alabiliriz?

Öncelikle şu anda herkes de olduğu gibi bende de olimpiyat heyecanı var. VNL de çok kaliteli enerjisi yüksek, mücadeleyi hiç bırakmayan bir milli takım izledik. Türk Milli Takımı ruhunu sonuna kadar hissettiğimiz maçlar izledik. Milli Takımımızın başarısı da artarak devam ediyor. Bu da yeni jenerasyonlar için voleybolu büyütüp geliştiren, voleybola olan ilginin daha da artmasına sebep oluyor.

Sevgili Su bizleri kırmayıp sorularımızı cevapladığın için çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğin bir şey varsa, söz senin.

Son olarak da Voleybol Aktüel ailesine bu değerli sohbet için teşekkür ederim.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu