Köşe YazarlarıManşetRöportaj

Tunç Afşar söyleşisi

Merhaba Voleybol Aktüel takipçileri,

Bu yazımdaki konuğum bir İzmirli ve sporcular için profesyonel verimli kariyer planlaması yapan, Türkiye’nin ilk FIVB lisanslı menajerlik şirketi Shining Stars’ın Genel Müdürü Tunç AFŞAR…

Tunç hoş geldin.
Öncelikle nasılsın? Biliyoruz normal süreçte çok seyahat ediyorsun ve ailen ile fazla zaman geçiremiyordun şimdi sosyal medyadan takip ettiğim kadarı ile ikizler ve eşin ile bol bol güzel zaman geçiriyorsun her halde bu dönem ailen için bir avantaj oldu?

Öncelikle ben de röpotaj için teşekkür ederim, çok şükür iyiyim. Evet, bu süreç hepimizin olduğu gibi beni de eve kapattı ama hiç şikayetçi değilim çünkü ikizlerim ile bol bol zaman geçirme şansına sahip oldum. Onlarda bende bu durumdan gayet memnunuz.

Spora ilgin nasıl başladı? Bildiğim kadarı ile bir dönem Göztepe’de yöneticilik yapmıştın.

1973 Güzelyalı doğumluyum, Güzelyalı Akbank’ın üstündeki Işık apartmanında doğdum, Göztepe’nin en başarılı şaşalı yıllarıydı, bende haliyle Göztepeli doğmuş oldum. 1975 yılında ailem İstanbul’a geri taşındı ama 1996 yılında ben tekrar iş sebebiyle İzmir’e geri döndüm. Göztepe camiası ile yakın ilişkilerim vardı, şu anki Konak belediye başkanımız sayın Abdül Batur’un vesile olması ile sayın Hamdi Türkmen başkanın yönetiminde voleybol şube sorumluluğu yaptım. Gençken çok iyi bir sol ayağım vardı ve hayalim futbolcu olmaktı ama bizim zamanımızda hem spor hem okul olmuyordu ve ben okulu tercih ettim. Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde Turizm Otelcilik, Anadolu Üniversitesinde de İşletme okudum.

Peki menajer olmaya nasıl karar verdin ve Shining Stars “Parlayan Yıldızlar”ın kuruluşunu bize biraz anlatır mısın?

Sporun içinde olmak istiyordum, yöneticilik yapmaya başlamıştım ama meslek haline getirmek istiyorum. Göztepe’de yöneticilik yaparken Türkiye’de menajerlik konusundaki eksikliği gördüm ve yöneticilik kariyerimi noktalayarak 2005 yılında Shining Stars’ı kurdum. Bu sene 15.kuruluş yıl dönümümüz.

Tecrübeli ve işini seven bir kadro ile çalışıyorsun ileriye yönelik planlarınız neler? Sistemde sizce daha ne eksiklikler var?

Ben, Umut Barış Yünlü ve Necla Esepaşa ön planda çalışan ekibiz. Arka planda teknik bilgilerine başvurduğumuz danışma kurulumuz ayrıca mental destek, beslenme, fiziki hazırlık, sosyal medya, pazarlama ve hukuk ile ilgilenen geniş bir ekibimiz var. 

Açıkçası menajerlik dünyada çok fazla ama Türkiye’de hiç itibar görmeyen bir meslek. Çürük elmaların fazlalığından dolayı menajerliğin ülkemizde itibar görmesi zaman alacak. Biz yaptığımız işi hakkıyla ve dürüstçe yaptığımız için bugün dünya ve Türk voleybolunda önemli bir yerdeyiz. Ama bu bize yetmediği için bizde hem kendimizi hem hizmetimizi daha iyileştirmek için her gün çalışıyoruz.

Şimdi birazda günümüzün sıkıntısı Covid19 Pandemi döneminden bahsedelim siz Shining Stars ailesi bu dönemi nasıl geçiyorsunuz? Biliyorum dünyanın birçok ülkesinden sporcularınız var onlarla bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünya genelinde meydana gelen böyle bir Pandemi dönemi ilk defa başımıza geldi. Herkes için ve bizim için tecrübesiz olduğumuz yeni bir konu. Başlangıçta ne kulüpler ne sporcular ne de menajerler nasıl hareket etmeleri gerektiğini bilmiyorlardı. Ülkesine dönmek isteyen sporcularımız mahsur kaldı, halen Tayland’da Kübalı oyuncumuz mahsur, Azerbaycan’lı oyuncumuz ancak devletimizin gönderdiği özel uçakla dün ülkemize geldi. Devletimiz ve Türk Hava Yolları dünyadaki tüm vatandaşlarımızı geri getirmek için büyük çaba harcıyorlar, kendilerine teşekkür ediyorum. Evde kal döneminde sporcularımızın bireysel gelişimi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Kapalı grup mental ve beslenme üzerine klinikler düzenliyoruz.

Şu ana kadar kimsede ve kurumda görmediğim sporcu ailelerini bilinçlendirmek adına bir takım ZOOM aktiviteleri düzenliyorsunuz birazda bunlardan bahseder misin?

Bir sporcunun kariyerinde en önemli noktalardan bir tanesi ailesi. Aileler her zaman destek oluyor ama bu destekler bazen aşırıya kaçtığı için sporcuya zarar verebiliyor ve aileler bunun farkında olmuyorlar. Bizde ocak ayından beri yaptığımız etkinliklerle sporcu aileleri ile tecrübelerimizi paylaşıyor ve önemli uzman kişilerle bir araya getiriyoruz. Bunları daha evel seminer şeklinde yapıyorduk ama şu an mecburen online yapıyoruz. Bu tarz çalışmalarımız hem ailelerimiz hem de sporcularımız için devam edecek.

Şu anda bünyenizde kaç sporcu oldu? Biliyorum şirketin adında olduğu gibi starlar ile çalışıyorsunuz. Birazda onlardan da söz eder misin?

Bizim için sporcumuzun ismi önemli değildir, hepsi ailemizin bir parçasıdır. Şu anda farklı milletlerden ama en çok Türk olan yaklaşık 100 kişilik bir ailemiz var.

Hiç unutamadığın bir sözleşme hatıran var mı?

Jan De Brand’tın ilk Fenerbahçe’ye geldiği sezon onu havaalanından almıştım ve Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın ofisine götürecektim. Saat altıda Atatürk Havalimanından çıktık ve kar yağışı bastırdı. Normalde 1 saat sürmesi gereken yol 5 saat 30 dakika sürmüştü, o geceyi hiç unutamam.

Başka branşlarda da sporcu havuzu oluşturmayı düşünüyor musunuz?

Başka branşları düşünmüyoruz, tecrübemiz kadın voleybolu üzerine ve sadece onun üstünde devam edecek.

Son olarak sporculara ve ailelerine neler söylemek istersin?

Ben bir voleybolcunun sporculuğunda veya kariyerini noktaladığında Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünü kendine benimseyip benimsemediğine ve Türk voleyboluna ne katkı sağladığına bakarım. Voleybolun içinde olan her bir bireyin öncelikli düşüncesi Türk voleybolunu daha yukarılara taşımak olmalıdır. 

Altyapılar bir voleybolcunun gerçek bir voleybolcu olması için araçtır. Alt yapılarda milli olmuş olmamış, okul takımına seçilmiş seçilmemiş, madalya kazanmıs kazanmamış hiç önemli değildir. Önemli olan kendini iyi hazırlayıp A takım seviyesine hazır hale gelmesidir. Ailelerde çocuklarına alt yapıdan kariyerinin sonunda kadar saha dışında destek olmalıdırlar. Antrenörlerin işlerine ya da kararlarına karışmamalıdırlar. 

Sözlerime son verirken sana ve bizim bu söyleşimizi okuyan herkese sevgilerimi saygılarımı sunuyor EVDE KALIN HAREKETSİZ KALMAYIN diyorum.    

Beni kırmayıp bu röportajı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.

Bu söyleşilerimizin devamının geleceğine inanıyorum.

Ben kendi adıma sana ve ekibine spora katmaya çalıştığınız yenilikler ve değerler için çok teşekkürler ediyorum.

 

Gelişiniz Güle Güle

Gidişiniz Güle Güle

Her İşiniz Güle Güle Olsun

Çok Teşekkürler…..

Ufuk GÜNESEN

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu