Köşe YazarlarıManşet

Kupa Saati…

Merhaba Sevgili Voleybol Aktüel Takipçileri,

Tıklım tıklım dolu tribünlerde falanca yerden maçı izledim demeyi o kadar çok istedim ki İzmir seyircisini görünce…

İstanbul’a sıkışmış Sultanlar Ligi’nin Anadolu’daki voleybola aç seyirciyi nasıl kaçırdığını bu akşam en azından kendi payıma bir kez daha görmüş oldum. Umuyorum ki bundan sonra daha çok final İzmir hatta diğer illerimizde oynatılır…

Teşekkürler İzmir… Yine muhteşemdin…

Muhteşem seyirci kadar keşke maçın Türkiye Voleybol Federasyonu Basın Sorumlusu kartvizitli yorumcusu Mert Murat Yücekök de muhteşem olsaydı …

Vakıfbank sayı alamayınca ya da seriler yakalayamayınca sesi düşen, önde olduğunda ise sesinin titreşimlerinde kelebekler uçuşan birini hem de federasyonu temsil eden birini neden yorumcu yapıyoruz? Takım sporlarında voleybolla zirve yaparken TVF Basın Sorumlusu’ndan başka yorumcu çıkaramadık mı bunca yıldır? Hem TVF’deki görevi hem de TV’deki yorumculuğu bir arada şık durmuyor!

Federasyonumuz ve TRTnin başka bir yorumcu ya da her maç eski voleybolcularımızdan birilerine yorumculuk yaptırabilme imkanları yok mu?

Ve sahaya gelecek olursam;

İlk iki seti izleyenler Eczacıbaşı nasılsa 3-0 alır diye aklımızın kenarından geçirirken, Guidetti’nin yaptığı değişiklikler önce Eczacıbaşı’nın 2-0’lık set serilerine aynı şekilde 2-0’la karşılık verdi. Sonra da sezon içinde yine takım oyunuyla şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduğunu gösterdi.

Guidetti’yi eleştirebileceğim şeylerden biri de neden smaçör oynatmaya çalıştığı Ebrar’ı pasör çaprazı denemediği ?

Haak’e düzdüğümüz tüm övgüleri sabırla pasör çaprazı oynatılacak Ebrar’a da bir sezon sonra düzebiliriz mesela …

Maja son yılların efsane pasörü olsa da sahada Cansu olmayınca sanki Vakıfbank’ın o savaşçı ruhu da biraz kaybolmuş gibi geldi bana… Gabi’nin oyuna girmesi Meliha ve Gizem kadar pasörü de rahatlattı ve bu defans kadar Vakıfbank hücumlarına da yansıdı. Kübra olsa belki Maja Gabi aynı anda sahada olacaktı ve belki başka bir maç izleyecektik.. Bunu görmeden söylemek mümkün olamıyor. Orası işin daha teknik kısmı olacak. Benim anlatmaya çalıştığım Cansu’lu Vakıfbank daha farklı görünüyor.  Guidetti’nin ruhunu sahada görmek gibi bir şey Cansu’nun o çıkışlarını görmek!

Ve Guidetti’nin derdi ligin playoffa kadar olan bölümünde öncelikle Haak’i kazanmak olacak.

Hatırlarsanız bir maç Cansu birkaç hata yapınca Cansu’yu ağlatarak kenara almıştı. Bu maç molada Haak’in yüzünü sıvazlayıp; “Hadi kızım sen yaparsın! Sana güveniyorum!” der gibiydi. Onu neden ağlatmıyor demiyorum! Sadece sezon içinde Cansu ve diğerlerine de aynı hoşgörüyü beklediğimi anlatmaya çalışıyorum!

Eczacıbaşı ve Motta tarafında ise son iki sezondan farklı olan pek bir şey yok! Sezonun henüz başı olur böyle şeyler diyebilirz.. Ancak Guidetti ve Motta takımlarının en belirgin özelliklerini bu maçta da görmemiz üçüncü sezonunda farklı bir Motta olmayacağının işaretlerini verdi.

Mottalı takımda; oyun oynanırken bu seviyede oldukları için sorumluluk tamamen oyunculardadır. Oyundan düşseler de Motta hatalarını kendilerinin görmesini ve tekrar oyuna dönmelerini bekler.

Gudettili takımda; oyuncunun performansı yine ön plandadır ama sahayı da Guidetti idare eder. Oyunun  sorumluluğunu kendisi alır.

Bu akşamki maç lig için ölçü olmasa da başantrenörlerin oyuna ve oyuncuya genel olarak bakışıdır.

Motta’nın Eczacı’sı eğer sahada (skor olarak değil) oyunu ve takımı yönlendirecek lider oyuncu ya da oyuncular bulamazsa bizi çok farklı bir Eczacıbaşı beklemiyor demektir.

Bu akşam Eczacıbaşı adına en umut verici şey ise; geçen sezonun blok kraliçesi Yasemin’in hücum edebildiğini ve üzerinde çalışmaya devam ettikçe de hem blok hem de hücumcu bir orta oyuncuyu Eczacı ile birlikte milli takım da kazanmış olacak.

Guidetii’nin Vakıf’ı ise, bu akşam olduğu gibi doğru oyuncu tercihleriyle Meliha gibi defansif yönü yüksek bir oyuncunun skora katkı yapacağı, takım oyunu oynayan, seyir zevki yüksek bir takım olur.

 

Fatma Madi Babuşcu

 

 

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu