Genel Haberler

Maç Esnasında Baskı

Antrenör Forman şu anda Midwestern Eyalet Üniversitesi’nde voleybol antrenör yardımcısı. Bundan önce İsveç’teki Svedala Volleybollklubb’da profesyonel kadın takımının Baş Antrenörüydü.

Maç esnasında baskı durumlarını nasıl atlatırsınız?

Bu, koçların çokça düşündüğü bir soru. Özellikle yoğun maç durumlarında takımlarının dağıldığını gördüklerinde.

İşin gerçeği, yine de, farklı baskı türleri vardır. Bazıları esas olarak bireysel, bazıları ise daha takıma aittir.

Bireysel baskı

Bireysel baskı söz konusu olduğunda, bir oyuncunun infaz edilebileceği bir durumdan bahsediyoruz. Bu servis çizgisinde, servis karşılamada ya da bir hücum esnasında olabilir. Bunlar, bireysel oyuncunun iyi performans gösterme baskısını hissettiği durumlardır. Aslında, muhtemelen kendi iç konuşmaları açısından daha çok “oyununu bozma” türünden bir baskıdır, ama bu farklı bir konu.

Bireysel baskı yaratmak, bir oyuncuyu başarı ile sonuçlandırması gereken bir pozisyona sokmayı gerektirir. Bunun bir örneği John Cook’un Dream Like a Champion adlı kitabında var. İçinde, bir savunmaya karşı bir oyun kazanması gereken bir hücumcuya karşı savunma oyununu anlatıyor. Kaybederse tekrar oynarlar. Oyuncu kazanana kadar oyunu tekrar ederler.

Bu çok bireyselleştirilmiş bir durumda bireysel baskıya bir örnek. Takım durumunda bireysel baskı yaratmanın yolları da vardır. Servis çalışmak buna bir örnektir. Yine de servis karşılamayı düşünürsek, bir oyuncunun her topu aldığı bir durum yaratabiliriz. Takımlar iyi bir pas organizasyonu sağlayamazlarsa hücumu gerçekleştiremezler. Alternatif olarak, işleri tersine çevirin ve yalnızca belirli bir hücum oyuncusunun sayı alabileceğini söyleyin.

Takım baskısı

Bireysel baskı, spot ışığı belirli bir oyuncuya yönelik olmakla ilgiliyken, takım baskısı kolektifle ilgilidir. Bu, takımın arkadan gelmesi veya belki de öndeyken bir seti kaybetmesi ile ilgilidir. Bu, baskı altındayken odaklanmaları ve bağlantıda kalmaları ve korku ve şüpheye kurban gitmemeleri ile ilgilidir.

Bu açıdan oynayabileceğiniz ilginç anlardan biri de 25 nci sayı veya devamıdır. Temel olarak, bir takım 24ncü sayıya ulaşır ve başka sayı alamazsa başladığı yere geri dönmek zorundadır. Bu, bir takımı set sonu baskısını, kaybeden takım iseniz savaşmaya devam etme dürtüsüyle birleştirir.

Daha küçük ölçekte, küçük baskı durumları da söz konusudur. Örneğin, takım arka arkaya iki ralli kazanmalıdır ki bu durum her iki taraf için ikinci top üzerindeki baskıyı artırır.

Sonuçlar

Birçok antrenör, sprintleri kaybetmede bir tür ceza olarak kullanır. Bahsettiğim gibi bunun hayranı değilim. Ayrıca, araştırmalar bunun aslında motivasyonu iyileştirmeyebileceğini öne sürüyor. Kazanma arzusu içsel ise, kaybetmek bir ceza olarak yeterli olmalıdır. Başka bir şeye ihtiyacın yok. Oyuncularınız doğal olarak rekabetçi değilse, oyunu oynamak açısından önem verdikleri bir şeyi kazanmaya bağlamanız gerekir. Ancak bu farklı bir tartışma konusu.

Benzer şekilde, eğer bir oyuncu oyununun kalitesine  önem veriyorsa, o zaman bireysel düzeyde performans gösterememek onları hayal kırıklığına uğratacaktır. O zaman neden ekstra bir şey gerekli? Oyuncularınız oyun kalitesi konusunda endişelenmiyorsa, baskı altındayken nasıl performans gösterdikleri konusunda endişelenmeden önce çözmeniz gereken başka sorunlarınız olabilir.

Creating pressure in practice – Coaching Volleyball (coachingvb.com)

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu