ManşetRöportaj

Türk kadınına inansınlar, takım sporlarında ilk madalya yine Filenin Sultanlarından gelecek

Türk kadın voleybolunun genç, güzel ve gezgin oyuncularından Hande Korkut ile gerçekleştirildiğimiz söyleşide birçok konuda samimi, sıcak ve güzel düşünceler bulacaksınız.

İşte bu güzel söyleşi sizlerle…

Sevgili Hande,
Röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz.
Öncelikle Hande Korkut’u tanımak isteriz. Hande kimdir ve voleybola nasıl başladın?

Merhabalar. Nazik röportaj davetiniz için önce teşekkür ederek başlamak istiyorum. Hande kimdir sorusu aslında bu röportaja sığmayacak kadar uzun bir cevabı olan bir soru. Hande, çok çalışan, işini elinden geldiği gibi yapmaya çalışan bir sporcudur diyebilirim kısaca. Voleybola nasıl başladığıma gelecek olursak; yaşıtlarımdan uzun olmam sebebiyle okuduğum okulun beden eğitimi öğretmenlerinin tavsiyesi üzerine başladığım ve halen de keyifle yapmaya devam ettiğim ve iyi ki başladım dediğim bir spor voleybol.

Kariyerine baktığımızda birçok kulüpte forma giydin. Hande’yi Hande Korkut yapan takım ve sezon sence hangisiydi?

Bu soruyu tek sezon olarak değil de iki sezon olarak cevaplamak istiyorum. Çünkü tek bir takım değil iki takım benim kariyerim açısından önemli olmuştur. İlki Karşıyaka diyebilirim. Karşıyakada oynarken forma rekabetini ve baskı altında oynamayı öğrenmiştim ve bu kariyerimin geri kalanında bana çok yardımcı oldu. İkinci takım olarak ise Çanakkale Belediyespor diyebilirim. Çanakkale Belediyespor bana güvenen ve alt ligden gelmeme rağmen bana inanarak fırsat verip üst ligde neler yapabileceğimi göstermemi sağlayan bir kulüptü. Bu yüzden bu iki kulüp için Hande Korkutun bugünlere gelmesinde önemli yeri olduğunu söyleyebilirim.

Son iki sezonda Aydın Büyükşehir Belediyespor’da görev aldın. Aydın, son zamanlarda voleybola yaptığı yatırımlarla fark ediliyor. Bu yapılanmayı ve bu takımın bir parçası olmayı aktarabilir misin?

Aydın Büyükşehir Belediyespor lige ilk kez katıldığından bu yana dediğiniz gibi voleybola yaptığı yatırımlarla dikkat çeken bir kulüp. Bu yapılanmanın bir parçası olmak gerçekten de çok heyecan verici olmuştu. Çünkü Aydın Büyükşehir Belediyesporun yapılanmasında her zaman Avrupa kupalarını hedefleyen ve bu konuda sporcusuna her zaman destek olan bir yapı mevcuttu. Bir sporcu için de üst düzey rekabet her zaman önemlidir. Aydın Büyükşehir Belediyesporda oynarken ve mücadele ederken bu üst düzey rekabet ortamında bulunmak farklı bir deneyim ve keyifti.

Yine Aydın günlerinden bahsedecek olursak, Özlem Başkan’ın katkıları ile kulüp kuruldu ve kısa zamanda ciddi bir başarı ivmesi yakaladı. Kadın voleybolunda, kadın başkan olmasını ve faydalarını aktarabilir misin?

Elbette Özlem Başkan her zaman kadın sporcuların ve sporunun yanında olan bir başkandı ve kulüpte bulunduğum süre boyunca hiçbir zaman bizlerin isteklerinin karşılanmaması veya olumsuz herhangi bir durum yaşanmadığı gibi başkanımızın kadın olması da bizlerin hal ve duygularından anlaması bakımından önemliydi. Sonuçta her ne kadar sporcu da olsak sahadan çıktığımızda bizler birer kadınız ve erkeklere oranla farklı birer yapımız bulunmakta hem fiziksel hem duygusal açıdan. Bu bakımdan kadın bir başkanın olması kadın sporcular için manevi anlamda ekstra olumlu bir durum oluşturmaktadır.

İki sezondur oynadığın Aydın’a veda ettin ve bir başka iddialı takım olan Kuzeyboru’ya transfer oldun. Transfer sürecini ve tercih sebebini paylaşabilir misin?

Kuzeyboru kurulduğu günden bu yana sürekli olarak bulunduğu yerden bir üst seviyeyi hedefleyen ve yerinde saymak istemeyen bir kulüp. Aydından ayrıldıktan sonra da tekliflerini duyunca gayet mutlu oldum. Dediğim gibi bir sporcu için en önemli durum üst düzey rekabet ortamında olmaktır. Kuzeyboru Spor Kulübü’nün de bu ortamı sağlayacağından emin olduğumdan dolayı hiç tereddüt etmeden tekliflerini kabul ettim.

Kuzeyboru voleybola yeni bir soluk getirdi. Sadece bir takıma sponsor olmak ile yetinmedi. Voleybola, şehre ve sporcu olmak isteyenlere yönelik birçok çalışma ve yatırım içinde bulundu. Daha birçok marka, bu tarz çalışmalar ile voleybola heyecan katıyor. Senin düşüncelerini öğrenebilir miyiz?

Bu tarz markaların sporumuzun içinde olması hem ilginin arttığını göstermekte hem de kadın voleybolunun başarılarının meyvelerini aldığımızı düşündürmekte bana. Ne kadar çok firma, bu tarz marka yatırımı yapmaya devam ederse hem ligimizin kalitesi açısından hem de kadın voleybolundaki başarıların süreklilik kazanması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Voleybol kariyerinde birçok kulüp bulunuyor. Sizlerin elinde olmadan kulüp değiştirmek zorunda kalabiliyorsunuz. Yeni takımlar, yeni şehirler, yeni takım arkadaşları… Sezona fiziksel olarak hazırlanırken bir de işin bu yönünü düşündüğümüzde, adaptasyonu nasıl sağlıyorsun?

Benim açıkçası bu adaptasyon sorunu problemim olmuyor. Çünkü 18 yaşından bu yana sürekli yaşadığım şehirden farklı bir şehirde spor hayatımı sürdürüyorum. İnsan bir süre sonra bu duruma alışmaya başlıyor ve bu durum kendisine sorun yaratmıyor. Sonuçta gittiğimiz her şehir Türkiyenin değerli şehirleri oluyor. Takım arkadaşı konusunda da genelde ya eski takımlarımdan bir arkadaşım veya daha önce rakip olarak mücadele ettiğimiz bir arkadaşımız takımımızda olduğundan dolayı bu durumda bana adaptasyon açısından yardımcı oluyor.

Trabzon, Samsun, Aydın gibi şehirlerde voleybol oynadın. Şimdi de Aksaray’a gidiyorsun. Anadolu’da voleybol sevgisi ciddi şekilde artmış ve salonlar dolu şekilde maçlar oynanıyor. Deneyimlemiş biri olarak, izlenimlerin ve ilginin sebebi nedir?

Evet, bu konuda size katılıyorum. Bahsettiğiniz şehirlerde oynarken her zaman dolu tribünler önünde oynuyoruz ve bu bir sporcunun müsabaka motivasyonu açısından çok önemli bir durum. Açıkçası gönül ister ki Anadoludan daha fazla şehir Sultanlar Ligi takımına sahip olsun ama bu durum ligimiz şartlarına baktığımızda biraz zor görünüyor. Ben, her zaman İstanbul ve Ankara dışındaki illerde yaptığımız ve dolu salonlar önünde oynanan müsabakalardan daha fazla zevk almaktayım. Çünkü o şehirlerin voleybol konusunda biraz daha aç olduğunu düşünüyorum.

İnternet paylaşımlarına baktığımızda, sezon içi veya tatil olsun, hep antrenman yapan bir Hande görüyoruz. Başarılı bir sporcu olmanın kuralı muhakkak ki çok çalışmaktır. Özel bir programın var mı ve çalışma programını nasıl belirliyorsun? Bu çalışmaların sana sezonda katkıları neler oluyor?

Ben kişisel olarak sporu seviyorum ve spor yapmadığım günlerde kendi içimden bir parçanın eksik olduğunu düşünüyorum. Genelde antrenman programlarımız sezon içerisinde zaten kulübümüzdeki hocalarımız tarafından belirleniyor. Sezon dışında ise genelde eksik bulduğum yönlerim ve sezon başlayınca zorlanabileceğimi tahmin ettiğim yönlerime ağırlık vererek idmanlar yapıyorum. Tabii ki sezon başlayınca bu sezon dışı yaptığım idmanlar benim fiziksel olarak daha rahat bir sezon hazırlık dönemi geçirmemi ve daha az sakatlık ağrı vs. yaşamamı sağlıyor. 

Fiziksel çalışmalarına değindik. Aydın’da Seda Uslu ile zihinsel antrenman çalışmalarında da bulundunuz. Senin bireysel olarak destek aldığın bu gibi çalışmalar var mı? Sporculara katkısını nasıl yorumlarsın?

Aslında mental idmanlar spor açısından çok önem taşımaktadır. Gerçekten de geçen sezon Aydında Seda Uslu ile yaptığımız zihinsel antrenmanlar saha içerisindeki başarımıza çok önemli katkılar verdi. Bu konu hakkında çok yakın zamanda yaşanan güzel bir örnek var son olimpiyatlarda ABD cimnastik takımının en önemli üyesi Simone Biles yaşadığı zihinsel sorunlardan dolayı birçok yarışmadan çekildi. İnsanlar sporun genelde fiziksel yönüne konsantre olsalar da zihinsel olarak hazır olmadığınız müddetçe fiziksel kabiliyetiniz sizi bir yere kadar başarıya götürüyor. Bu bakımdan ben zihinsel hazırlığında sporcular açısında çok önemli olduğunu düşünenlerdenim.

Kuzeyboru’ya yeni imza attın fakat önünde voleybol oynayacağın daha çok sezon var. Birçok oyuncunun yurtdışına transfer olduğunu gördüğümüzde, sen de böyle bir deneyim yaşamak ister misin?

Tabii ki farklı bir kültür, farklı bir ülke deneyimlemek çok güzel bir şey olur. Yaşadığım tecrübeleri farklı ülkeye götürmek ve o ülkedeki insanlar ile paylaşmak güzel bir deneyim olabilir. Önümüzdeki senelerde bu deneyimi yaşamak isterim ama insan hayatının ne getireceğini bilemiyoruz.

Biraz da eğitim hayatından bahsedelim. Kocaeli Üniversitesi Beden Öğretmenliği bölümünden mezunsun. Bu bölümü tercih etmendeki sebepler neydi?

Bir sporcu açısından okunabilecek güzel bölümlerden birinin Beden Eğitim Öğretmenliği bölümü olduğunu düşündüğümden dolayı bu bölümü seçtim. Sonuçta spor yapıyoruz ve sezon içerisinde zor bir iş ve bu işle paralel götürülebilecek nadir bölümlerden biri ülkemizde.

Eğitim ve diplomaya her zaman değer veriyorsun ve spordan bile önde tutuyorsun. Hatta herkesin tersine, eğitimi için kulüp değiştirmiş bir oyuncusun.  Spor hayatından sonra eğitimine devam etmek gibi bir düşüncen var mı?

Ben her sporcunun diploma sahibi olması gerektiğini düşünenlerden biriyim. Açıkçası yaptığımız sporculuk zor bir iş ve her an bitme riski olan bir iş. Kariyer bitiren sakatlıklar geçiren sporcular var mesela. Bundan dolayı insan en azından diplomasını alıp kenarda tutmalı diye düşünüyorum. Spor hayatımdan sonra da neden olmasın, belki bir yüksek lisans yapıp akademik anlamda Türk Sporuna hizmet etmek isterim.

Eğitim ve gelecek planları demişken voleybol sonrasına değinmemek olmaz. Hande aktif spor hayatı sonrası kariyeri için planlar yapmaya başladı mı?

Tabii ki, voleybol sonrası ne yapacağımı yavaş yavaş planlamak gerekiyor. Ama o dönem ne getirir şimdiden kestirmekte güç. Bu planları şimdilik söylemesem daha iyi olacaktır bence. Çünkü o dönemin şartları ve benim mental ve fiziksel durumum planlarımın her türlü yöne gitmesine imkan verebilir.

Olimpiyat Oyunları’nda birçok Türk sporcu mücadele ediyor. Tek takım olarak ise Filenin Sultanları bulunuyor. Zorlu bir gruptaki mücadelemizi, çeyrek finali ve beşincilik başarımızı nasıl değerlendiriyorsun?

Milli takımımızdaki tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Yaptıkları iş, hiç küçümsenemeyecek bir iş. Zorlu mücadelelerden ve fiziksel durumlardan çıkıp olimpiyat beşincisi olmak gerçekten alkışlanması gereken bir durum. Diğer bir konu ise tek takımın Filenin Sultanları olması açıkçası şaşılacak bir durum değil bence. Kadın voleybolumuz kulüpler düzeyinde her turnuvada finallerde olan ve dünya çapındaki voleybolcuların tercih ettiği kulüpler bu durumda bizlerle rekabete girmeleri de o uluslararası arenalarda bizim de onlara karşı ne derece mücadele edebileceğimizi önceden görmemizi sağlıyor. Bu durum da başarıyı getiriyor tabii ki. Ben açıkçası yatırımların sürmesi halinde takım sporlarında ilk madalyanın yine Filenin Sultanlarından geleceğini düşünüyorum. Yeter ki insanlar, Türk kadınına inansınlar ve desteklerini kesmesinler

Spora ilk başladığında yüzme, judo ve basketbolu denemiştin. Bu sporlara ilgin hala devam ediyor mu? Gerek olimpiyat oyunlarında gerekse boş anlarında hala takip ediyor musun?

Elimden geldiğince diğer spor branşlarını da takip etmeye çalışıyorum. Bu dönemde idmanlardan fırsat buldukça da olimpiyatları takip etmeye çalıştım. Açıkçası sporun her branşından keyif alıyorum. İnsan spor yaptıkça ve izledikçe limitlerin nerelere geldiğini insan vücudunun neler yapabileceğini gördükçe hayrete düşüyor. Ondan dolayı hem spor yapmayı ve hem de diğer spor branşlarını takip etmeyi seviyorum.

Sevgili Hande birçok sorumuza cevap verdin. Son olarak ilave etmek istediğin bir şey varsa söz senin.

Benimle bu röportajı yaptığınız için çok teşekkür ediyorum. Yayın hayatınızın bundan sonraki döneminde sizlere başarılar diliyorum.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu