Köşe YazarlarıManşet

Merhaba

Merhaba Sevgili Voleybol Aktüel Takipçileri,
Voleybolu profesyonel olarak oynamaktan artık uzak olsam da, voleybolun varlığı, fikri, hayatıma kattığı yaşam biçimi tabi ki hala benimle. Sevgili Savaş Eskigülek’in nazik daveti üzerine elimden geldiğince ve dilim döndüğünce yazmak niyetindeyim.

Dediğim gibi ‘taze’ bir voleybol emeklisi olarak kendimi bazı eğitimlerle pişirme sürecindeyim bu sıralar. Bu esnada da tanıştığım birçok yeni insan ve alanında uzman kişiler de hayatıma katılmakta. Elbette tanışma faslında genellikle spor geçmişim konunun bir ucundan sohbete bağlanabiliyor. Dolayısıyla da ben bu yazımda aslında bu sohbetlerde şahit olduğum bazı konulara değinmek istedim.

İlk olarak fark ettim ki ne kadar çok insan Kadın Milli Takımımızın maçlarını televizyondan seyretmiş ya da takip etmiş. Mutlaka bir yorumları veya soruları oluyor bununla ilgili. Bu beni o kadar mutlu etti ki, zaten başarılı olan branşın popülaritesinin artmasının da gerektiğine inananlardanım. Pazarlama ve reklam kısmının ne kadar kıymetli olduğu, sosyal medyanın ve televizyon yayınlarının önemi ve organizasyonun düzeni bir kez daha ön plana çıkmış denebilir.

Ayrıca çocuklarını voleybola yönlendirmiş birçok ebeveynle de karşılaştım. Sanırım kız çocuklarına ilham olabilmek, onların hayaller kurmasını sağlayabilmek tüm voleybolcu arkadaşlarım için kıymetlidir. Çünkü hepimiz o yola girerken mutlaka bir sporcudan, bir hareketten, bir bakıştan veya bir sevinç kutlamasından etkilenerek motive olmuşuzdur. Yaşanılan ve yaşatılan duyguların yoğunluğu seyirciye de geçtiği zaman, genç nesillerin de bu coşkuya özenmeleri en normali ve sanırım her sporcu için ulaşılması gereken en önemli manevi hedeflerden.

Her ebeveyn çocuğu için en iyi spor okulunu, en iyi altyapı takımını bulma çabasıyla arayışta oluyor. Çocuklarının bu sayede yaşayacağı sosyal ve duygusal zekâ gelişimlerini en az fiziksel olanları kadar önemseyerek hareket ediyorlar. Yaşanacak tecrübeler, hangi seviyede olursa olsun voleybol sayesinde eminim hayatları boyu hatırlayacakları anılar olacaktır. Sonuç değil, süreç odaklı yaklaşımlar her çocuğun hayatında mutlaka meyvesini verecektir.

Bu arada ilginç olan başka bir konu da yetişkinlerin de voleybol oynamak için taleplerinin olması ve bunu nasıl gerçekleştireceklerini bilmemeleri. Milli maçlardaki heyecan öylesine geçmiş ki izleyenlere, herkes ucundan bir şekilde bunu kendi hayatında deneyimlemek istiyor haklı olarak. Ben sadece kurumsal hayattaki insanların bu ihtiyaçla ‘Business Lig’i kurduklarını biliyordum ve herhangi bir kuruma bağlı olmadan da bu keyfi yaşamak isteyenlerin taleplerini görünce bu konuya da bir çözüm belki ilerleyen zamanlarda farklı organizasyonlarla sunulabilir diye düşündüm.

Ve son olarak da geçen hafta sonu başlayan Venus Sultanlar Ligi karşılaşmalarındaki seyirci yoğunluğu sanırım Avrupa’daki başarımızın yansımasıydı. Umuyorum aynı yoğunluk artarak devam eder. Neticede kazanan başarıların saman alevi ya da tesadüf olmadığını, zaten senelerdir hem Milli Takımlar (altyapılar da dahil olmak üzere), hem de kulüpler düzeyindeki istikrarlı başarıyı herkes biliyor. İnanılmaz mücadeleler ligde de senelerdir veriliyor. Harika yeni nesiller yetişiyor, takımlar altyapılardan besleniyor. Voleybola yapılan yatırımlar ayrı bir konu başlığı olsa da voleybolun sponsorlukları en iyi haliyle hak ettiği ortada.

Benim için izlemek yeni bir deneyim olsa da eminim ortaya konan mücadeleler çok keyifli olacak. Her sporcu arkadaşımın, antrenörün ve yöneticinin verdiği emeğin ve gösterdiği özverinin kıymeti çok büyük. Hatta biliyorum ki maçlarda sadece bir kısmı görünüyor, arka planda uzun mesailer bulunuyor. Tüm takımlara başarı ve şans diliyorum gönülden…

 

Zeynep Seda Uslu

 

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Savaş Eskigülek’in voleybolumuza bir hizmeti daha olmuş. Voleybolun içinde kalman çok sevindirici. Hangi işe el atsan başarıyorsun. Oyunculuğun gibi kalemin de çok güçlü. Seni izlemeye devam ediyoruz. Başarılar diliyorum.

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu