Efeler LigiManşet

Castellani: ‘Tek yapmamız gereken şey çalışmak’

Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımı Başantrenörü Daniel Castellani, yeni sezon hazırlıklarının Topuk Yaylası’nda devam ettiği kamp dönemini Fenerbahçe resmi internet sitesine değerlendirdi.

Tekrardan Fenerbahçe’ye geldiği için çok mutlu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Daniel Castellani, “Öncelikle geldiğim için değil buraya döndüğüm için çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. Burası kendimi çok iyi hissettiğim bir kulüp. Yapım gereği çok mücadeleci biriyim, yarışmak ruhumda var, tıpkı Fenerbahçe Spor Kulübü’nde olduğu gibi. Güçlü bir kadroya ve yüksek potansiyele sahip bir kadromuz var. Tek yapmamız gereken şey çalışmak. Çalışırsak, elimizden geleni yaparsak zaten başarılar da kaçınılmaz olacak.” dedi.

Axa Sigorta Efeler Ligi’nin geçmişe oranlan kalitesinin arttığına vurgu yapan Daniel Castellani, “Türkiye Ligi tanıdığım bir lig. Geçmişe oranla bence daha zorlu bir lig haline geldi. Gerçek anlamda mücadelenin daha fazla yaşandığını görüyoruz. Eskiden dört takım arasında geçen bir lig vardı. Şimdiyse direk rakip olarak değerlendirilecek, şampiyonluğu kovalayan altı takımdan bahsedebiliriz. Fenerbahçe’nin yanında Ziraat Bankası, Halkbank, Arkas, Galatasaray, Spor Toto gibi rakiplerden bahsedebiliriz. Bu gelişim ve adayların sayıca artması da Türkiye’deki voleybolun ne kadar geliştiği anlamına gelir. Benim de gözlemlediğim bu. Alttan sürekli yetenekli Türk gençleri geliyor ki bu Türk voleybolu adına da çok sevindirici bir unsur.” şeklinde konuştu.

Yeni transfer Yacine Louati’nin, Fransa Milli Voleybol Takımıyla Olimpiyat Şampiyonu oluşuna ilişkin de kısa bir değerlendirmede bulunan Başantrenör Castellani, “Olimpiyatları izlediğimizde çok yüksek seviyede ve iyi bir kalitede voleybol izledik ve bu da bizi sevindirdi. Eski Olimpiyatları düşünecek olursak kazanacak 3 veya en fazla 4 ülke varken bu da aynı şekilde favoriler diyebileceğimiz 6-7 ülke çıktı ki bence bu Olimpiyatlarda Fransa da favorilerden bir tanesiydi. Fransa, kolektif bir oyun oynadı, tam bir takım olduğunu gösterdi. Evet, belki önemli anlarda fırsat da ayağına geldi ama Fransa da bu fırsattan faydalanmasını bildi. Bu sayede kazandılar. Yacine gelecek olursak da tam, komple bir oyuncu diyebilirim. Teknik olarak son derece yüksek ve zekasını konuşturan o Fransız tarzı dediğimiz oyunculardan bir tanesi. Önemli ve iyi bir transfer olduğunu düşünüyorum. Ne kadar yetenekli ve güçlü bir liberomuz olduğunu ve aynı zamanda Salvador’u da düşünecek olursak Yacine Louati’nin gelişiyle manşet ve hücumda çok güçlü bir noktaya geldik.” diye konuştu.

Kadroda bulıunan genç oyuncuların kalitesine ve çalışkanlığına da vurgu yapan Daniel Castellani, konu ile ilgili şu şekilde konuştu:

Voleybolda gelişimden bahsedince az önce de söyledim; alttan sürekli yetenekli gençlerin çıkması çok çok önemli ki Türkiye’de son yıllarda bunun görüyoruz. Türkiye’de artık yetenekli, genç oyuncu havuzunun büyüdüğünü söyleyebiliriz. Geçmiş dönemlere baktığımızda aynı Polonya da böyleydi. Polonya’dan hiç beklemediğiniz zamanlarda sayısız yeni yetenekler çıkıyordu ve şaşırıyordunuz. Polonya’nın o yıllarda yapmış olduğu yatırımlarla ve yetiştirmiş olduğu yetenekli gençlerle bugün nerelere vardığını görebilirsiniz. Bence Türkiye de aynı yoldan gidiyor. Şu anda Türkiye de tıpkı geçmişte Polonya’nın yapmış olduğu gibi genç ve yetenekli oyunculara yatırım yapma konusunda son derece iddialı ki biz, Fenerbahçe olarak da gençlere her zaman yatırım yapmayı öncelik olarak düşünen bir kulübüz. Şu anda baktığınızda kadromuzda 4-5 tane çok yüksek potansiyele sahip genç oyuncumuz var. Bu gençler yaşları henüz küçük olsa bile zihinsel olarak çok olgunlar, çalışkanlar ve ben hoca olarak da her zaman gençlerle çalışmayı çok severim. Böylesine kaliteli ve yüksek potansiyelli gençlere sahip olduğum için de bir hoca olarak gerçekten mutluyum.

Fenerbahçe ile arasındaki bağın çok özel olduğunu anlatarak sözlerini noktalayan Daniel Castellani, “Benim Polonya’da çalıştığım bir kulüp vardı. Ve Polonya’daki voleybolun nasıl olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Polonya takımları artık Avrupa’da şampiyonluklara oynuyor ve aynı zamanda milli takım olarak en büyük hedeflere ulaşmak için çalışıyorlar. Fakat bir gün beni takım menajerimiz Darek aradı ve araması da yetti zaten. Çünkü Darek, ‘Fenerbahçe’ deyince benim için gerçek anlamda akan sular durdu. Bildiğiniz gibi Arjantinliyim ve bir Boca Juniors taraftarıyım. Kendi oturduğum evim Boca Juniors tesislerine sadece 300 metre mesafede. Ve Boca Juniors’ta ne hissediyorsam Fenerbahçe de bana aynı şeyleri hissettiriyor. Bunu kısaca özetlemek gerekirse Sarı Lacivert aşkı diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu