Genel Haberler

Sakatlık Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Yapılan bu çalışmanın amacı, futbol, basketbol, hentbol ve voleybol branşındaki erkek sporcuların sağlık kontrolünden geçip geçmedikleri, yaralanmaya maruz kalıp kalmadıkları, eğer yaralanma yaşamışlarsa bunların hangi bölgelerdeki yaralanmalar olduğu, sağlık personelinin bulunup bulunmadığını tespit etmek, nasıl müdahale edildiğini belirlemek ve branşlar arasındaki farklılıkları ortaya koymaktır.

Spor, belirli bir plan program çerçevesinde belirli hedeflere ulaşmayı sağlamak amacıyla riskler içeren optimal düzeyde fiziksel, sosyal ve bilişsel etkinlikleri içinde barındırır. Spor ya da fiziksel aktivite içindeki hareketlenmeler beklenmedik durumlarda çeşitli yaralanmalara sebebiyet verebilir. Gerek rekreasyonel amaçlı gerekse profesyonel amaçlı yapılan fiziksel aktiviteler bireylerin psikolojik sağlıklarının yanı sıra fizyolojik sağlıklarının da gelişiminde son derece önemli rol oynamaktadır. Yapılan planlı ve düzenli fiziksel aktivite ve spor insan sağlığını korumak için hayatı derecede önemli kavramlardır. Sportif faaliyetlere katılımın, bireyler üzerinde zihinsel-fiziksel ve sosyal açıdan olumlu etkileri önemli boyuttadır. Dolayısıyla fiziksel aktivite olmazsa yaşam olmaz denilebilir. Bu nedenle insanların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttıracak faktörlerin tespit edilmesi önemlidir. Buna bağlı olarak sportif aktivitelere katılım devam ettikçe spor kaynaklı yaralanma sayısının artarak devam ettiği görülmektedir. Spor ve fiziksel aktivite öncesinde vücut ısısını artırmak için yapılan aktivitelerin yanında, eklemlerin hareket açıklığını ve kasların boylarının uzamasını sağlayan germe ve esneme egzersizlerinin yapılması, fiziksel aktivite sonrasında soğuma evresinde ise yapılacak germe ve esneme egzersizlerinin, yaralanma olasılığını düşürdüğü vurgulanmaktadır. Literatür incelendiğinde spor ya da fiziksel aktivite kaynaklı sakatlıkların yüksek bir yüzdesinin önemsiz olduğu ve ciddi bir problem teşkil etmediği ifade edilirken ancak geri kalan kısmında ise bir tedaviyi gerektirdiği ve spora ya da fiziksel aktiviteye bir müddet katılamamaya neden olabileceği ifade edilmektedir. Meydana gelen bu yaralanmalar genellikle hareket sistemini oluşturan kas iskelet sistemini (kemik, kas, tendon, ligament, yumuşak dokular ve kıkırdak gibi) etkiler ve inflamasyon fazı denilen ağrı, şişlik, hassasiyet, morarma ve etkilenen bölgeye ağırlık vermeme ya da kullanmama ile sonuçlanır. Merkezi, Amerika Birleşik Devletleri’nde olan Ulusal Sporcu Sakatlıkları Kayıt Sistemi, spor kaynaklı yaralanmaları, sporcunun yaralanmaya maruz kaldıktan bir gün sonra müsabaka ya da antrenmana katılımını engelleyen durumlar şeklinde tanımlar. Spor yapan bireylerde yaralanmanın ya da sakatlanmanın görülme riski dört bin vakada bir, ölüm oranı ise kırk bin vakada bir olduğu rapor edilmektedir Sporcularda müsabakaya hazırlık amaçlı yapılan antrenman sayısının, süresinin ve şiddetinin artması, yaralanmaların sayısını da doğal olarak artırmıştır. Antrenman yapan sporcuların yüklenmelerdeki ani ve hızlı artışlar ve yorgunluk nedeni ile kuvvet üretiminde azalma ve dengenin bozulması spor yaralanmaları riskini arttırdığı görülmüştür. Bu riskleri azaltmak amacı ile denge antrenmanları, kuvvet antrenmanları ve çalışma öncesi ısınma ve egzersiz sonrası toparlanma yöntemleri gibi çeşitli yöntemler yer almaktadır. Sporcuların sağlık kontrolünden geçme oranlarına bakıldığında; %78 ile voleybol en yüksek iken branşlar arasında yaralanmaya maruz kalma oranlarına bakıldığında en yüksek oran %86 ile basketbolcular, onu %72 ile futbolcular takip ederken, %56 ile voleybolcular üçüncü sırada yer almıştır. Yaralanmaların %53,1’i antrenman sırasında gerçekleşirken, bunların %54,4’ünde sağlık personelinin olmadığı görülmüştür. Maç ortasında oluşan yaralanmaların %83,8’inde ise sağlık personelinin bulunmadığı görülmüştür. Branşlar arasındaki farklara baktığımızda rakibin darbesi sonucu yaralanma oranı %50,8 ile basketbol ilk sırada yer alırken, %25,4 ile futbol, %15,3 ile hentbol, son olarak da %8,5 ile voleybol gelmektedir. %40 oranla zemine bağlı yaralanmalarda ve yetersiz ısınmaya bağlı yaralanmalarda %35,3 oranla voleybol branşı ilk sırada yer almıştır. Dirsek kol yaralanması hentbol branşında hiç görülmemiş bunun yanında %50 ile voleybol ilk sırada yer almıştır. Diz yaralanmalarında ise futbol %37 ile ilk sırada %30,4 ile voleybol ikinci sırada yer almıştır. İlk müdahale anında sporcuların %82,8’inin soğuk uygulama yaptığı, %1,5’inin sıcak uygulama yaptığı, %15,6’sının ise herhangi bir tedavi uygulamadığı görülmüştür. Soğuk tedavi yönteminde %39,6 oranla basketbol ilk sırada, %22,6 ile voleybol ikinci sırada, %19,8 ile hentbol üçüncü, %17,9 ile futbol son sırada yer almıştır. Yaralanan sporcuların %57’si doktora gitmeyi, %25,7’si ise kendi imkanlarıyla tedavi olmayı tercih etmiştir. 200 amatör lisanslı sporcu ile yapılan bu çalışmadaki sporcuların 126’sı sağlık kontrolünden geçmişken 74 sporcu ise sağlık kontrolünden geçmemiştir. Sporcuların 4 branşta yaralanmaya maruz kalma oranları %64 iken branş bazında voleybolcular %56 basketbolcular ise %86 oranında yaralanmaya maruz kalmışlardır. Futbolcular ve voleybolcular ile yapılan bir çalışmada sporcuların %49,5 daha önce spor yaralanması geçirdiğini, %50,5 ise daha önce yaralanma geçirmediği rapor edilmiştir. Yaptığımız bu çalışmada 4 spor branşında (voleybol, hentbol, basketbol, futbol) oluşan yaralanmalar sırasıyla ayak bileği %34,5, diz %20,9 ve el bileği %14,5  ile başı çekmiştir. Takım sporları ile uğraşan sporcular üzerinde yapılan çalışmada takım sporlarında el ve ayak bileği yaralanmaları %35,4 diz yaralanmaları %19,7 olarak bulunmuştur. Voleybolcular ile yapılan araştırmada en sık karşılaşılan yaralanmaların ayak bileği burkulması (23%) ve diz eklemi yaralanmaları (18%) olduğunu tespit etmişlerdir Spor ya da fiziksel aktivite yaralanmaları kavramı, organizmanın tümünün ya da belirli bir bölgesinin, olağan durumdan daha fazla bir dirençle karşı karşıya gelmesi sonucunda, ilgili bölgedeki dokuların dayanıklılık eşiğinin aşılmasıyla ortaya çıkan durumlar olduğu ifade edilmektedir. Yapılan bu çalışmalarda ayak bileklerinde görülen bu yüksek oranlı yaralanmaların temel sebebinin el ve ayak bileklerindeki dokulardaki dayanıklılık eşiğinin zorlanması sonucunun yanı sıra ilgili eklemlerin sinoviyal eklem olması nedeniyle her an sakatlığa açık olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada yukarıdaki verileri destekleyecek şekilde %66,9 yaralanmaya maruz kalma insidansıyla ayak bileği, diz, omuz bölgesi gibi tam oynar eklemlerin en çok yaralanmaya maruz kalan bölgeler olduğunu bildirilmiştir. 2006 yılında yapılan bir çalışmada meyana gelen yaralanmaların %24’ünün kafa ve boyunda oluştuğu vurgulanmaktadır. Bu güncel çalışmanın verilerinde ise kafa yüz yaralanması %6,8 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda rakibin darbesi nedeniyle oluşan yaralanmalar %46, zeminin bozukluğundan kaynaklanan yaralanmalar %15,6; yetersiz ısınma sonucu oluşan yaralanmaların oranı ise %13,2 olarak bulunmuştur. Yapılan benzer bir çalışmada ise rakip oyuncu darbesiyle oluşan yaralanma oranı %36,6 zemin kaynaklı yaralanma oranı %7 yetersiz ısınma sonucu oluşan yaralanma oranı ise %7 olarak bulunmuştur. Yaralanmayı etkileyen faktörleri en aza indirebilmek için, antrenman veya müsabaka esnasında yeterli ısınma yapmak, yaralanmayı önlemek için özel programlar uygulamak, kullanılan malzeme ve zemin şartlarının uygun olmasına dikkat edilmesinin yanı sıra rakibin darbesiyle oluşan yaralanmalardan korunmak için oyuncunun doğru pozisyon bilgisinin ve rakibe müdahale bilgisi ve zamanlamasının öğretilmesi önem arz etmektedir. Aynı zamanda sporcuların yaralanma geçirdikten sonra yaptıkları aktiviteye devam etmemeleri, yaralanan bölgeye vücut ağırlığının verilmemesinin iyileştirmeyi hızlandırabildiği konusunda bilinçlendirilmelidirler.

 

FUTBOL, BASKETBOL, HENTBOL, VOLEYBOL BRANŞLARINDA GÖRÜLEN YARALANMALARIN NEDENLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Bereket KÖSE,  Şırnak Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, ŞIRNAK

İlker KİRİŞCİ, Şırnak Üniversitesi, Silopi Meslek Yüksekokulu, ŞIRNAK

 

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu