DünyaGenel Haberler

Voleybol 57 yıl sonra vatanına geri döndü

Voleybolun Tokyo 1964 Olimpiyatları’ndaki ilk maçına ve Japonya’nın voleybol kahramanlarının oluşumuna geri dönüp bakalım.

Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları voleybol karşılaşmaları devam ederken, Japonya ve ötesindeki birçok kişi Tokyo 1964’ü hatırlıyordu. Tokyo 1964, voleybolun olimpik doğum yeri idi ve Japonya kadın milli takımının bir ulusun kalbini fetheden tarihi altın madalyalı performansının olduğu tarihti.

Voleybolun Olimpiyatlardaki tarihi aslında 1924 Paris Olimpiyat Oyunlarında ABD tarafından gerçekleştirilen bir gösteri etkinliğiyle başlamıştı. Ancak, 1947’de Uluslararası Voleybol Federasyonu’nun (FIVB) kuruluşundan sonra 40 yıllık uzun bir bekleyiş gerçekleşti. Bu süre sonunda dünya çapında popülaritesi hızla artan voleybolun resmen olimpiyatlarda yer alması gerçekleşti.

Bu, voleybol ailesi için gerçekten uzun bir bekleyişti, ancak Rus medyası tarafından “Oriental Witches” olarak adlandırılan Japon kadın voleybol takımının kendi evindeki Olimpiyat Oyunlarında rekabeti bir kenara bırakıp isimlerini olimpiyat tarihine geçiren bir bekleyişti.

Olimpiyat Oyunları’na Dünya Şampiyonu olarak gitmesine rağmen, 1960’ların Japon takımı hiçbir şekilde turnuvanın favorisi değildi. Aslında, birçok kişi 1962 FIVB Kadınlar Dünya Şampiyonası’ndaki zaferini şans eseri olarak görüyordu. Ancak, bu düşünce kısa süre sonra 1964’te söndürüldü.
Arkalarında bir ulusun umutları ve hayalleri olan Japon takımı muazzam bir baskı altında idi  ve sahada bunu başka hiçbir takımın dayanamayacağı bir mücadeleye dönüştürdü. En uzun (takımın en uzun oyuncusu 170 cm) takım veya en güçlü olmayabilirlerdi, ancak mücadeleci ruhları, kararlılıkları sınırsızdı. Ve en önemlisi, üstün takım çalışması ve teknik direktör Hirobumi Daimatsu tarafından geliştirilen sihirli karşılama ve dönüş teknikleri, onları imkansız olduğu düşünülen zaferlere taşımaya yardımcı oldu.
Final sırasında, Japon takımı inanılmaz derecede güçlü olan Sovyetler Birliği takımını (15-11, 15-8, 15-13) dolu salonda alkışlar eşliğinde devirdi. Stadyumun dışında, Japonya’da yaşayanlar televizyonlarına adeta yapıştılar ve araştırmaya göre, Japonya’daki tüm TV sahibi hanelerin yüzde 94,5’i televizyonda maçı son noktayı izledi. Bu, bugüne kadar, Japon tarihinde en çok izlenen ikinci TV programıdır.
Onlar dünyanın ilk Olimpiyat voleybol şampiyonları idi ve bu madalya bir kadın takım sporunda Olimpiyatların ilk altın madalyasıydı. Voleybolun, birçoğunun II. Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya’nın yeniden dirilişinin bir sembolü olarak gördüğü bu zafer sonsuza dek bir gurur kaynağı olacaktır.
Bu arada Sovyetler Birliği, Çekoslovakya’ya karşı kazandığı zaferle ilk kez erkekler olimpiyat voleybolu altın madalyasını evine götürdü. 1960’ların Japonya erkek takımı, kadın takımının altın madalyasıyla tam olarak karşılaştırılamasa da turnuva boyunca Sovyetler Birliği’ni yendi ve bronz madalyanın sahibi oldu.

Tokyo 1964, voleybolun Olimpiyatlardaki ilk kez yer alışı olabilir, ama daha da önemlisi, pek çok kişiye neşe getiren inanılmaz bir hikayenin başlangıcıydı. Ve şimdi olduğu gibi, dünyanın en büyük spor kutlamasında yeteneklerini göstermek için yorulmadan antrenman yapan voleybolcular için, oyun alanında hikayelerini anlatmaya devam edebilmeleri için bir fırsattı.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu