Bireysel düzeyde, oyuncular bağlılıkları, motivasyonları, teknikleri, psikolojik ve fiziksel hazırlıkları üzerinde çalışırlar.
Ekip olarak, topluca bağlılıkları üzerine çalışırlar; birbirlerine destek vermek, uyum yeteneklerini artırmak ve farklı zorluklar için kombinasyon oyunları üzerinde çalışmak için etkileşimlerini optimize etmeye çabalarlar.
Voleybol, file üzerinden birbirine bakan iki rakip takımdan oluşur. Voleybol, temaslı bir spor olmadığından mücadele, topu rakibinizin zeminine değdirmeye çalışırken topu bir diğer arkadaşına göndermeyi esas alır. Her takım, topa fileyi geçmeden önce yalnızca üç kez dokunabildiğinden, takımların her vuruş için stratejik düşünmesi gerekir.
Savunma oyuncusu, pas dağıtımını optimize etmeye çalışarak ilk vuruşu yapar. İdeal olarak pas veren oyuncunun topu file üzerindeki bir alana göndermesi gerekir, böylece hücum oyuncusu hamlesini yapabilir.
Son olarak, hücum oyuncusu diğer oyuncular tarafından durdurulmadan topu rakip sahaya vurur.
Kazanılan ve kaybedilen her sayı sonrasında, takım varlığını, bağımlılığını ve takım ruhunu yenileyen özel bir voleybol ritüeli olan takımın bir araya gelişi ile birbirlerine yeniden enerji verirler.
Bir de gözleri sürekli oyunda olan bir koç var, sadece takımını değil aynı zamanda rakibini de aynı şekilde takip eder. Koçun, oyunu okuma yeteneği, oyuncularıyla etkileşimi sırasında kendisine bir katma değer sağlar. Voleybolda koç, bir maç sırasında potansiyel olarak meydana gelebilecek durumları simüle ederek takımının becerilerini geliştirir ve takımın buna göre antrenman yapmasını aynı zamanda gelişimini sağlar.
