Köşe YazarlarıManşet

Voleybola bir de bu gözle bakmak isterseniz

Merhaba Sevgili Voleybol Severler,

Genel olarak voleybol maçı izlerken konsantrasyon topun takibinde olduğu için sadece sayıyı alan oyuncu ya da hata yapıp sayıyı veren oyuncu üzerinde yoğunlaşılabiliyor. Hatta voleybolu bilen ve izleyen herkesin söylediği cümlelerdendir ‘Voleybol bir hata oyunu’.

Ben bu sefer dilerseniz, dikkat edilebilecek ve aslında voleybolun ne kadar da zevkli bir spor olduğunu tekrar hatırlatacak birkaç detaydan bahsetmek istiyorum.

Az önce de dediğim gibi sporcunun kaç sayı aldığı her sayı, set ve maç sonucunda artık federasyonun da sitesinden kolaylıkla ulaşılabilen kaynaklar olduğu için çok şanslıyız. Bu sistem gelmeden önce, yani maç esnasında tutulan istatistiğin canlı olarak bile değil, maç sonunda dahi varlığı yokken tekrar tekrar videolar izlenir ve kısıtlı imkanlarla sonuçlar elde edilmeye çalışırdı. Oysa şimdi elimizdeki akıllı telefonlarla çoğu aksiyonu dahi takip edebiliyoruz.

Bununla birlikte unutmamak gerekir ki aslında sistemler o kadar ilerledi ki tek ölçülen değerler o kağıda yansıyan ve bazen her şeyi de anlatmaya yetmeyen değerler. Değerler diyorum çünkü şu anki elit düzey voleybol için çok ciddi anlamda değerli bilgilerden bahsedeceğim. En basitten başlarsak, kağıtta öncelikle görülen servis sayısı ve servis hatası, manşet yüzdeleri ve hataları, hücum yüzdeleri, sayıları ve hataları bulunmaktadır. Tabi ki bunlar çok ciddi bilgiler içeren skiller olmaktalar. Ama o kağıda yansımayan ölçümlerde tüm iyi koçların değerlendirmeye aldığı başka istatistikler de mevcut ve işin özünde bazen de satranç gibi oynanan bu üst düzey voleybolda sonuçlara çok ciddi etki edebilmektedir.

Öncelikle bir hücum oyuncusunun ‘verimliliği’ aslında totalde aldığı sayıdan daha fazla değer katabilmektedir takımına. Buna, okuyanı matematiğe boğmadan, tamamen rakamlardan ibaret olan ve kabaca sporcunun aldığı sayıların yanı sıra direkt hatalarının da hesaba katılması diyebiliriz. Şimdi burada devreye giren çok fazla detay var aslında, bu sporcunun aldığı pasların setlerdeki dağılımı, setin hangi bölümünde o hataları yaptığı, ya da zor bir pozisyonda da hücum sayısını alması ya da hata yapmadan taktiksel olarak rakibini zor durumda bırakması gibi.
Bu durumda da o kadar takım oyunu olgusu ön plana çıkar ki, çoğu branşta olmayan bir dayanışma gerekir diyebiliriz aslında. Çünkü örneğin kasıtlı olarak karşısına gelmiş 2li veya üçlü bloktan topu tekrar kendi dublajına sektirebilen bir hücumcuya yanındaki dublajcı yardımcı olur ve onu direkt hatadan kurtarır. Hatta üstüne tekrardan hücum etme avantajını kendisine alır.

Bir başka olabilecek senaryoda ise karşı taraftaki etkili bir hücumcunun iyi analizi yapılarak defansta yere düşeceği ve tekrar hücuma katılamayacağı bir düzen sağlanabilir. Bunu bilen diğer oyuncular da diğer hücumculara göre blok-defans organizasyonunu kurmaya erkenden konsantre olabilirler. Bu saniyeler içinde olan atağa karşı erkenden blok-defansta avantaj oluşturulmasını sağlar. Bu durumda ‘Bu oyuncunun bu sette 5 hücum sayısı var’ gibi bir cümle oldukça yavan sayılır.

Başka bir verimlilik konusunu blok için söylemek gerekirse, belki istatistikte rakam olarak az gözüken blok adedi işini o kadar iyi yapmıştır ki arkasındaki defans yüzdesi çok yüksek çıkabilir. Bu da dirençli bir takım ve rakibini yıldıran bir psikolojik oyun haline gelir. İyi yer tutan bir blokçunun arkasında defans yapmanın güzelliğini her voleybolcu bilir ve inanılmaz güven verici bir duygu sağlar diyebilirim. Bunun yanı sıra ise bazen de blokçunun yaptığı bir hatayı telafi edebilen defansçı olabilir ve bu da takım oyununda yine blokçunun verimliliğine katkıda bulunan bir davranıştır. Yani sadece ‘Bu oyuncu tüm maç sadece 1 blok sayısı almış’ demek bazen çok büyük haksızlık olabilir.

Yukarıda bahsettiğim defans yüzdesi ve sonrasında yapılan hücumla kazanılan sayılar konusu bence başka bir yazının konusu da olabilirler. Çünkü voleybolu her aşaması aynıymış gibi izlemektense fazlarını görerek izleyebilmek eminim birçok izleyiciye daha fazla keyif verecektir.

Özetle, bu sefer voleybolu bilenler kadar, bilmeyen ama izlemekten keyif alanlar için belki hiç dikkat etmedikleri bir konuda yazmak istedim. Çünkü o kadar güzel bir spor ki voleybol, bireysel kuvvetler kadar takım oyunu olmadan yıldızların parlayamadığı ya da parlasa da kazanmaya yetemediği bir takım oyunu. Umarım maçı izlerken bu muhteşem devler savaşında mücadele eden sporcuların nasıl da taktikler uyguladıklarını, bedenleri kadar zihinlerini de kullandıklarını, bu zihinsel savaş için de nasıl stratejiler belirlediklerini ve küçük detaylarla büyük zaferler elde edebildiklerini görebilirsiniz.

Sevgiler…
Zeynep Seda Uslu

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Eskiden trt acik universitenin derslerini yayinlardi. Cizimlerle, vtrlerle desteklenirdi bu dersler. Kendi okullarimizdaki dersler kadar verimliydi. Bolumumuze uygun ders denk gelirse keyifle izlerdik. Bu yazi da ayni verimlilikte olmuş. Keşke gorseller ve videolarla desteklenip video yayin platformlarinda ders niyetine yayinlansa. Ellerine, emegine saglik.

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu