Köşe YazarlarıManşet

Türkiye Voleybol Federasyonu

Türk Spor Ajansı yazarlarından İstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü Bahri Vreskala’nın Türkiye Voleybol Federasyonu hakkındaki yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

 

TÜRKİYE VOLEYBOL FEDERASYONU

 

“FİLENİN SULTANLARI  –  GENÇ SULTANLARI  VE  EFELERİ”

Türkiye’de voleybola ilgi 1919’da başladı. Ülkemizin ilk beden eğitimi öğretmenlerini yetiştiren rahmetli Selim Sırrı Tarcan, voleybol sporunun altyapısını okullarda kurarak başlatan ilk isimdir. 1924-1948 arası bölgesel olarak yürütülen voleybol şampiyonaları, 1948-1970 arası Türkiye Voleybol Şampiyonası olarak organize edildi. Erkeklerde 1970-1971 sezonundan itibaren, kadınlarda ise 1984-1985 sezonundan itibaren Türkiye’de Deplasmanlı Voleybol Ligi’ne geçildi. Voleybolda Türkiye olarak ilk uluslararası resmi turnuvaya Erkek Milli Takımı ile 1956’da Paris’te yapılan Erkekler Dünya Voleybol Şampiyonası’na katıldık. Kadınlarda ise ilk uluslararası karşılaşmayı, 1957 yılında “Uluslararası İstanbul Turnuvası’nda“ yaptık. 1963 yılında da, Romanya’da düzenlenen Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’na katıldık.

Türkiye Voleybol Federasyonu, 1958 yılında Vahit Çolakoğlu (1958 – 1968) Başkanlığında Voleybol-Eltopu Federasyonu adıyla kuruldu. 28 Ekim 2004 tarihinde “özerk” olan Türkiye Voleybol Federasyonu, Türkiye’de voleybol faaliyetlerini resmi olarak yürüten bir kuruluştur. Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB), Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV)  ve Balkan Voleybol Birliği  (BVA)’nın resmi üyesidir. Hedefi, kurumsallaşmış yapısı ve nitelikli personeli ile Türk Voleybolunun  Avrupa’da ve Dünyada üst sıralarda kalıcı olarak yer almasını sağlamaktır. Bu anlayış ile kısa vadeli değil, uzun vadeli projelerle, hedefe ulaşılmış ve önemli başarılar kazanılmıştır. Ülkemizdeki tüm ulusal ve uluslararası voleybol faaliyetlerini düzenleme ve denetleme yetkisine sahip olan Voleybol Federasyonu, okullar, kulüpler, basın, tüm kişi ve kuruluşlarla iş birliği içinde voleybolun ülke genelinde sevilmesini, yaygınlaşmasını sağlamış, ülkemizi uluslararası voleybol faaliyetlerinde en üst düzeyde temsil etmiş ve etmektedir. Zaman içinde voleybolun daha cazip hale gelebilmesi için çok sayıda takım kurulmuştur. Şu anda ülkemizde Birinci Ligde erkekler ve kadınlarda A ve B gruplarında 12′ şer takım olmak üzere,  48  takım bulunmaktadır.

Ülkemizde takım sporlarında en başarılı spor dalı, en az ilgi duyulan voleyboldur. Son yirmi yılda Ulusal ve Uluslararası alanlarda voleybolda hem milli takımlarda, hem de kulüplerde çok önemli başarılar kazanıldı. Peki voleybolumuzdaki bu başarı nasıl kazanıldı, bunun için neler yapıldı? İncelediğimizde başarının tesadüfi olmadığını görürüz. Bir işe ciddi, uzun vadeli, sağlıklı projelerle ve kendi gençlerimizle başlanırsa başarı mutlaka kazanılır. Kadın Voleybolumuzda, Dünya Şampiyonluğuna giden yolun “altyapıdan” başladığı görülür.

Voleybolda kazanılan başarılara baktığımızda, 1966 yılında Nejat ve Şakir Eczacıbaşı’nın sporda kalite ve çeşitliliği arttırmak için futbol yerine, basketbol, voleybol ve masa tenisi ağırlıklı olmak üzere kurdukları Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün payını ve katkısını görebiliriz. Üç branşta faaliyet gösteren Eczacıbaşı Spor Kulübü Yöneticileri, kadınların spordaki mücadele azimlerini ve sahiplenmelerini görmeleri ile kadın voleybol sporuna yöneldiler ve  işe hazır, yetişmiş  yabancı sporcular ile değil, altyapıya ve kendi gençlerimize önem  vererek yatırım yaptılar. Daha başarılı olabilmek, üstlendikleri işi daha ciddi, daha sağlıklı ve daha iyi yapabilmek için de kadın voleyboluna ağırlık verdiler. Bu durum Eczacıbaşı Ailesi için sosyal bir sorumluluktu. Bugüne kadar, 58 yıldan beri de bu olayı, spor ile birlikte toplumsal bir sorumluluk projesi olarak yaşatmaya devam ettiler ve ediyorlar. Günümüzde olduğu gibi o yıllarda ülkemizde futbola karşı büyük bir ilgi vardı. Kalan boşluğu da basketbol dolduruyordu. Sporda “kadının” adı yoktu. Bu boşluğu doldurabilmek adına Eczacıbaşı yönetimince yapılan ciddi çalışmalar ile ailelerin güvenini kazanarak genç kızlarımızın voleybola yönelmeleri sağlandı. Kazanılan başarılarda 21 yıl Eczacıbaşı Voleybol Kulübü’nde Fair Play ruhundan hiç taviz vermeyen, teknik direktör olarak görev yapan rahmetli Cengiz Göllü’nün katkısı, payı çoktur. Özellikle Eczacıbaşı Kulübü’nün; 1973’ten 1989’a kadar üst üste 17 kez şampiyon olarak ulaşılması zor bir rekora imza atması, Cengiz Göllü’nün, spora gönül veren  Eczacıbaşı Ailesi’nin önderliğinde, desteklerinde yapılan çalışmalar bugünlerdeki başarıların habercisiydi. Devamında 1996-2000 yıllarında Voleybol Federasyon Başkanı Ahmet Gülüm’ün döneminde, voleybolun basında yer alması için gösterilen gayretler ve plaj voleybolunun ülkemize kazandırılması, önemli bir atılım ve kazançtı. 2003 yılında Sayın Hüsnü Can’ın Başkanlığında, rahmetli Deniz Esinduy’un başarılı çalışmaları ile kazanılan ilk Avrupa madalyası, bugünlerin önemli habercisiydi. 2006-2012 yıllarında ise Erol Ünal Karabıyık’ın Başkanlığında yapılan  geleceğe dönük tavizsiz çalışmalar, bugünkü başarıların ana sebebini, sırrını oluşturuyordu. Ciddi bir idari ve mali yapılanma, tesisleşme, eğitim, altyapıya ve kendi gençlerimize değer veren anlayış, voleybolumuza çağ atlattı diyebiliriz. Teknik ve idari heyetin birlikteliğinde aksaklıkların belirlenmesi ve önem sırasına göre ele alınarak yapılması anlayışının hayata geçirilmesi, doğal olarak başarıyı getirmektedir. Kazandırılan uluslararası standartlardaki salonlar, plaj voleybolu sahaları, diğer spor branşlarına örnek olabilecek voleybol lisesi ve yurtları, büyük bir altyapı çalışmaları, Ülkemizin birçok ilinde açılan ‘Fabrika Voleybol’ kursları aday oyuncu havuzunu geliştirerek, büyük bir atılım gerçekleştirildi. Fabrika voleybol çalıştırıcılarının eğitilmesi, tek merkezden denetlenmesi sisteminin çok önemli olduğu ve üst yapıları yıllardır nasıl beslediği ortaya çıktı. Bana göre, Sayın Erol Ünal Karabıyık Başkan’ın voleybola ve sporumuza en büyük hizmetlerinden birisi de, benim de yıllardır mücadele ettiğim ama başarılı olamadığım yabancı oyuncu sayısının artırılması yönünde gelen baskılara göğüs gererek izin vermemesidir. Bu konuda gelen isteklere boyun eğmemesi, Voleybol Federasyonu Başkanlığından ayrılmasına sebep oldu.

Bugün Eczacıbaşı  Kulübü’nde “geleceğe smaç” parolası ile faaliyet gösteren okullarda üç binden fazla genç kızımız, “durmak yok, aynı bakış açısı ile daha ileri” anlayışı ile eğitim almaktadır. Bu durum Voleybolumuzun geleceği için oldukça ümit verici bir projedir, çalışmadır. Bu da çok önemli bir anlayış, gelişme ve değerlendirmedir. Başarılar geldikçe diğer kulüplerimiz, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Vakıfbank, Yeşilyurt, Arkas gibi sadece voleybola ağırlık veren kulüplerin sayılarının artması devamlılığı getirdi. Bu durum voleybol kültürünü oluşturdu ve voleybol sporu alt tabana inerek herkes tarafından benimsenen bir spor dalı oldu. Aileler kız çocuklarının voleybolcu olmalarını istemeye başladılar. Bu anlayış büyük bir yetenek havuzu oluşturdu. 2003 yılında da Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonasında Ülkemiz 2. oldu. Yapılan araştırmalarda, spordaki mücadelelerde, genç kızlarımızın, kadınlarımızın daha başarılı, hırslı ve azimli oldukları kanıtlanmıştır. Zira kadınlar “sporu” sadece iş olarak görmüyorlar, bunu sahipleniyorlar.

Bugün de kazanılan başarılarda, voleybolun her kademesinde oyuncu, antrenör  yönetici ve 2006 yılından itibaren Voleybol Federasyonu Başkanvekili, 2016 yılından beri Voleybol Federasyonu Başkanı olarak görev yapan Mehmet Akif Üstündağ’ın hayata geçirdiği ve uyguladığı projelerle  çok büyük payı vardır. Bu dönemde,  ülkemizde  ve dünyada ilk kez Ankara’da her yıl 90 öğrenci alınan voleybol spor  lisesi açıldı. Yapılan yetenek sınavında başarılı olan öğrencilere lisede ağırlıklı olarak voleybol ve yabancı dil eğitimi veriliyor. Bu liseye her yıl yaklaşık 700 öğrenci başvuruyor, kriterlere uyanlar kaydediliyor. Referansın ve torpilin geçerli olmadığı bu liseye bugüne kadar hiçbir öğrenci alınmadı. Referans öğrencinin bizzat kendisidir, yeteneğidir. Bu lisenin öğrencileri ilk defa Brezilya’da yapılan yarışmalarda dünya şampiyonu oldu. Özellikle son yıllarda, 210 öğrencinin yatılı okuduğu Voleybol Lisesi’ne yoğun bir talep var.  Öğrencilere karşılıksız burs veriliyor ve okuldan mezun olanlar takımlara gidiyor. Gelen başarılı sonuçların ardından, kızlarımızın voleybola olan ilgisi çoğalarak artıyor. Buna uygun olarak federasyon  “Fabrika Voleybol Projesi”ni  hayata geçirdi. Ülkemizin uzak il ve ilçelerindeki çocuklarımıza sembolik bir ücretle voleybol okulları açıldı. Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşayan çocuklardan ücret alınmıyor. 36 ilde açılan voleybol okullarına  tüm illerimize yayılarak devam edilecektir. Şu anda Hakkari’de 200 öğrenci var. Efeler Ligi’nde Cizre ve Kızıltepe takımları var. Bu gün Voleyboldaki başarıları Türkiye Voleybol Federasyonu TVF tarafından kurulan ve Türkiye’de 6-12 yaş arasındaki çocukları voleybol ile tanıştırmayı ve lisanslı sporcu sayısını arttırmayı hedefleyen Fabrika Voleybol Okulları, Spor Liseleri, Fabrika Voleybol Projesi, Fabrika Okulları, Fabrika Aile-Veli Seminerleri, Fabrika Şenlikleri, ‘Fabrika Okulundan Milli Takıma’ anlayışına borçluyuz. 2013 yılında Ankara’da 6 antrenör ile hizmet vermeye başlayan Fabrika Voleybol Okulları, 2022 yılı itibarıyla toplam 36 okulu, 121 antrenörü ve yaklaşık 2500 minik voleybolcu ile çalışmalarını sürdürüyor. Antrenman programları, federasyonun hareket bilim uzmanları tarafından sporcuların yaşları ve gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak oluşturuluyor. Fabrika Voleybol Modülleri, çocukların farklı yaş ve gelişim özelliklerine (6-7 yaş Temel Hareket Eğitimi, 8-9 Yaş Mini Voleybola Geçiş, 10-12 Yaş Mini Voleybol) göre, gelişime göre üç düzeyde değerlendirilmektedir. Okulların yanında federasyonun İzmir, İstanbul ve Ankara’da üç oteli bulunmaktadır. Milli sporcularımız bu otellerde seyahat sıkıntısı yaşamadan kamp yapma imkanına sahipler.

Uygulanan bu güzel ve devamlılık arz eden projelerle başarının gelmesi çok doğaldır. Devamında Temmuz 2023’te Filenin Sultanlarının Milletler Ligi’nde kazandıkları Dünya Şampiyonluğu, Erkekler A Milli Takımımızın Konferans Ligine yükselme başarısı, Ağustos 2023’de de Hırvatistan’ın Osijek kentinde düzenlenen FIVB 19 Yaş Altı Kızlar Dünya Voleybol Şampiyonasında, finale kadar hiç mağlup olmayan, 2011 yılında aynı organizasyonda Şampiyon olan U19 Kız Milli Takımımız, +2007 yılından sonra bir kez daha gümüş madalya alarak Dünya ikincisi oldu. Voleybolumuzda, altyapısıyla birlikte çok büyük işler yapılıyor. Gençlerimiz Dünya’ya Ülkemizin “Voleybol  Ülkesi” olduğunu kanıtladılar. Böylece “Türk voleybolu, milli takımı ve kulüpleriyle dünyada bir marka haline geldi” ve  ülkemiz “Voleybol Ülkesi oldu. Şu anda ülkemiz voleybolda, dünya sıralamasında birinci sırada, başarıların devam etmesi için de altyapımız ve yeteneklerimiz var. Hedefimiz gelecekte bütün branşlarda başarılı spor ülkesi olmaktır, olmalıdır. Dileğim ve ümidim odur ki; FIVB Milletler Ligi’nde, dünya şampiyonu olarak ülkemize büyük bir gurur yaşatan “Filenin Sultanları”nın, daha önce iki defa ikinci olduğumuz, Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nın, 15 Ağustos-3 Eylül 2023 tarihleri arasında Belçika, Almanya, İtalya ve Estonya’nın ev sahipliğinde düzenlenecek, 33. CEV  Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda, 2023 Temmuz ayında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen FIVB Challenger Kupası’nı kazanarak 2024 FIVB Voleybol Milletler Ligi’ne katılmaya hak kazanan Filenin Efeleri A Milli Erkek Voleybol Takımımızın da dünya şampiyonu olmalarıdır.

Filenin Sultanları’nın Milletler Ligi’nde Dünya Şampiyonu olmaları, Erkekler A Milli Takımımızın Konferans Ligine yükselme başarısı, FIVB 19 Yaş Altı Kızlar Dünya Voleybol Şampiyonasında, Dünya ikinciliği, kulüplerimizin başarıları tesadüfi değildir. Kadınlar ve Erkekler Avrupa’da ve dünyada, Milletler Ligi’nde, Olimpiyat elemelerinde beraber mücadele edecek. Bu durum, Türk sporumuz ve voleybolumuz için bir ilktir. Dikkat edildiğinde Filenin Sultanları kadrosunda yabancı olarak Türk vatandaşlığına geçtiği için milli takımda oynayan sadece Melissa Vargas var. Başarı kendi gençlerimizin ciddi, azimli, milli ruh ve istekleri ile geldi. Cumhuriyetimiz kurulduğunda dünyadaki birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını kadınlara veren, vatanımızı çok güvendiği gençlerimize emanet eden Dünya Lideri Atatürk’ün ve hepimizin hayallerini gerçekleştiren gençlerimize ve emeği geçenlere sonsuz teşekkürler. Bundan sonraki hedefimiz “Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyatlar.”

Kaynak: Türk Spor Ajansı

Bahri VRESKALA Kimdir?

İstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü, TMOK Konsey Üyesi, İzmir Kulüpler Birliği Kurucu ve Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmir Şube Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Tenis Eğitim Vakfı Kurucu Üye ve Başkanı, Atletizm, Futbol, Masa Tenisi, e. Hakemi, Atletizm, Sualtı Yüzme Federasyonları e. Üyesi.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu