Genel HaberlerKöşe YazarlarıManşet

Hakan Özkan Fenerbahçe’de (!) Bu aşamada Fenerbahçe ne yapmalı?

Birkaç gündür voleybolun kalbinin attığı internet sitelerinde ve sosyal medyada oldukça hararetli paylaşımların yapılmasına sebep olan bir transfer haberi (!) dolanmakta. Rivayete göre, duyumlara göre, konuşulanlara göre gibi ifadelerle sunulan haberlerin hiçbir bağlayıcılığı olmaması ilkesine dayandırılarak gündemde olan bu haberlerin ardından bir de görünmeyenleri görmek lazım.

Öncelikle iğneyi kendimize (Voleybol Basını olarak tabir edilen bizlere) batıralım. Bence artık şu duyumlara göre vs gibi ön eklerle gündeme konu getirmeyi de özel haber başlığı ile geçimini sağladığı işten edindiği bilgileri servis etme işini de bırakmak lazım. Elbette haber kaynağını açıklamak durumunda değiliz ama ‘ben yazdım, oldu’ mantığı ile voleybola değer katma düşüncesi birbiriyle örtüşmemekte. Tabi amaç voleybola değer katmak ise! Değil ise zaten fazla bir şey söylemeye gerek yok. Burada da sorumluluk bizleri takip eden siz değerli voleybol camiasına düşüyor. Sizler ne yapmanız gerektiğini bilirsiniz.

Gelelim konunun diğer tarafına:

Sevgili Kenan Bengü ağabeyin, sosyal medyadaki paylaşımını sitemize taşımış ve Fenerbahçe HDI Sigorta Başantrenörü Erkan Toğan ile yollarının ayrılması konusunun üzerinde durmuştuk. Kenan ağabey bugün de Hakan Özkan ile ilgili habere inanmış ve  o güzel Türkçe yazımı ve kendine has muzip üslubu ile ‘Aman ha , Hakan başarılı falan olayım deme, başına neler geleceğini biliyorsun’ diyerek paylaşımda bulundu. Ben de bu paylaşıma ‘Kenan ağabey, Hakan ağabeyin haberi var mıymış?’ diye sordum.

Bu soruyu sormamdaki amaç ise bu haberin gerçeği yansıtmadığını dile getirmekti. Evet sevgili takipçilerimiz, Hakan Özkan’ın Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımına transferi konuşuluyor, duyuluyor vs ama bunlardan hiç birinden Hakan Özkan’ın haberi yok!

Yani daha sade bir anlatımla Hakan Özkan’a gelen ne bir teklif, bırakın teklifi telefon görüşmesi dahi yok!

Şimdi bakınız, liglerimiz yeni bitti. Elbette Milli maçların öncesinde gündemin en önemli maddesi transferler! Elbette hepimizin belli kaynakları var sitemizde yaptığımız haber için. Ama yaptığımız bu haberlerin az da olsa gerçeği yansıtması veya başka bir deyişle, yaptığımız haberlerin habere konu kulüp ve kişiler açısından olumsuz bir durum yaratmamasına dikkat etmek gerekmez mi? Farz edelim, Hakan Özkan ile ilgilenen bir başka kulüp var. Ama voleybola sitelerinde Hakan Özkan’ın Fenerbahçe’ye gittiği yazılıyor. Üstüne üstlük adı geçen bu güzide kulübümüzden ne bir yalanlama, ne de bir açıklama geliyor. Halbuki bir açıklama gelse ve ‘Değerli antrenör Sayın Hakan Özkan ile herhangi bir görüşmemiz olmamıştır’ tarzında bir açıklama gelse her iki taraf için de daha güzel ve isimlerine yakışan bir uygulama olmaz mı?
Ayrıca, sizce Hakan Özkan bu işten rahatsız değil midir? Olası başka bir transferin önüne geçebilecek bu tarz haberlerin en azından duyumlara göre değil de onaylatılarak yapılması konusunda herkes mutabık kalsa nasıl olur?

Değerli Takipçilerimiz,

Son olarak; amacımız voleybola hizmet ve katma değer yaratmak ise voleybolun tüm paydaşlarını biraz daha empati yapmaya ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Tabi ki amacımız gerçekten voleybola hizmet etmek ise…
Bir de Voleybol Antrenörleri Dernekleri, Tüm Voleybol Antrenörleri Federasyonu acaba bu gibi konulardan hiç rahatsızlık duymuyor mu? Duyuyorsa bir yazı yazabilirler mi? Duymuyorlarsa duymaları gerekir mi? soruları da aklıma takılmıyor değil. Bu bakımdan kendilerine söz hakkı düştüğünü düşünen tüm voleybol paydaşlarına sitemizin kapıları sonuna kadar açıktır.

Saygılarımla,

 

Savaş Eskigülek

İlgili Makaleler

4 Yorum

  1. VOLEYBOLUMUZDA YENİ YÖNETİCİ TİPLERİ TÜREDİ.
    *Bilmediği konuda fikir yürütür ve konuşur.
    *Karşı tarafın düşüncelerini kabul etmez ve de dinlemez.
    *Karşı tarafın kültür seviyesine göre konuşmaz.
    *Kendi hatalarını kabul etmez ve özür dilemezler.
    *Gerektiğinde bir teşekkür bile etmezler.
    *Ulu orta her şeyi her yerde tenkit ederler.
    *Söz borçtur, onlar verdiği sözleri yerine getirmezler. yapamayacağı işlerin sözlerini verirler.
    *Çeşitli konularda dedikodu yapmaktan kaçınmazlar.
    *Hoşgörü sahibi olmayıp, duygusal davranırlar.
    *Yetki ve sorumluluklarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmezler.
    *Çalışanlarının açık ve eksik yanlarını ararlar.
    *Söylediklerini hareketleriyle teyit etmezler.
    *Yapmacık söz ve davranışlardan kaçınmazlar.
    *Hiçbir zaman tarafsız kalamazlar.
    *Diğer Kulüpler ile sıcak ilişkiler kurmazlar.
    *Yeniliklere açık olmazlar.
    *Gerektiğinde ihtiyaç duyulan bilgileri vermezler.
    *Gerekli olan yerlerde, soru sorma ve açıklama yapma cesaretini gösteremezler.
    *Kendilerine bir soru sorulduğunda düşünmeden cevap verirler.
    *Voleybol ile ilgili tüm konuları bilmeleri gerektiğini unuturlar.
    *Kendilerinden önceki yöneticileri devamlı kusurlarını anarlar.
    *Kendisinde önce alınan başarılar kazanmış kişileri unuturlar.

    Abdullah GÜMÜŞBAŞ

  2. KÖTÜYÜ ÖRNEK ALIP ÇOĞALMAYA BAŞLADILAR.
    KENDİSİNİ SPOR KULÜPLERİNDE YÖNETİCİ SANANLARA
    Yöneticilik hayatta herkesin sahip olmayı arzu ettiği fakat gereklerini genellikle yeterince yerine getiremediği bir mevkidir. Bir kişiye verilen her rütbe, makam veya amirlik; beraberinde taşıması gerçekten çok büyük bir ciddiyet gerektiren sorumluluklar getirir. Yönetici makamının bir orkestra şefi pozisyonunda olduğunu unutmamalı, orkestranın çalacağı parçanın ancak kendisinin yönlendirmesi ile mükemmel sunulabileceği bilincinde olmalıdır. Bu yüzden onlardan her zaman mükemmeli beklemeyiniz. Günlük yaşantımızda hepimiz mesai arkadaşlarımıza saygı, sevgi, nezaket ve tevazu gibi erdemli davranışlarda bulunmalıyız. Yöneticide bu erdemli davranışlara ilaveten BİLGİLİ ve ADİL olması “YÖNETİCİLİĞİN OLMAZSA OLMAZ” gereklerindendir. Bilgili ve Adaletli olmayan bir yönetici er veya geç “BAŞARISIZLIKLA BERABER YOK OLMAYA MAHKÛMDUR.” Bu günlerde Çok ama çok üzgünüm. Düzgün Yöneticiler bulmakta zorlanıyoruz. Saygılarımla,
    Abdullah GÜMÜŞBAŞ.

  3. ANTRENÖR DEYİNCE,
    KENDİ DAVASINA SAHİP ÇIKMAYANLARA YAPILACAK BAŞKA NE OLABİLİR Kİ?
    Ülkemiz Sporunda Türk antrenör’lerin en kara dönemlerinden birini yaşadığı hepimizin malumu dur. Ayrıca, antrenör’lerin iş bulma ve iş değiştirme süreçlerinde eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gerekirken Türk antrenörler hiç şans bulamazken, Bazı Yerli ve Yabancı Menajerler tarafın dan yabancı antrenörlerin isimleri adeta kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır. Bugüne kadar yazmış olduğum yazılarımı ülke Sporunun sorunlarının çözülmesine katkıda bulunmak amacıyla yazdım. Ülkemiz Sporunda yaşanan son gelişmeler neticesinde bu yazıyı yazma ihtiyaç duydum. Kayıtsız kalmalarını Türk antrenör’lerinin itibarsızlaştırılmasında suçlu bulmaktayım. Ülkemizin Liglerinde Sıradan yabancı antrenörlerin iş bulması konusunda duyarsız ve de Şu günlerde Türk Sporunda görev yapan Antrenör için en kara dönemlerden biri yaşanmaktadır. Türk Federasyonları nezdinde antrenör haklarının iyileştirilmesi ve Türk Sporunun gelişimine yönelik tedbirlere ait öneriler sunulmuş olup, Bu gibi konularda Türk Federasyonları ilkesel ve kurumsal bir yaklaşım göstermesi beklenmektedir. Aksi takdirde Türk Antrenörü kimliği günden güne itibarsızlaştırılmaktadır. Ülkemiz Sporumuzun bugünlere gelmesinde Türk Antrenörlerinin yadsınamaz bir payı vardır. Gelecekte de evrensel boyutta daha birçok başarılara imza atacaklardır. Ancak, ülke Sporunun geliştirilmesi ve korunmasının resmi sahibi olan Türk Federasyonlarına da büyük görevler düşmektedir. Ülkemizin yabancı Antrenör ve Sporcu cenneti olmasının önü uygun bir şekilde kesilmelidir. İşin daha da vahim boyutu, nitelikli ve evrensel Türk Antrenörlerinin Türk sporuna girmesi kabul edilebilecek bir hal iken, nitelikleri ve geçmiş performansları fazlasıyla tartışmalı “sıradan” yabancı antrenörlerin ülkeye girişleri alenen teşvik edilir ve hatta bu tür oluşumlar Yabancı ve Türk menajerler aracılığıyla “pazarlanır” hale gelmiştir. Gündemdeki son örnekler insan aklını zorlar düzeye erişmiştir. Diğer önemli bir nokta, antrenörlerin iş bulma ve iş değiştirme süreci eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gereken antrenörler hiç şans bulamazken, Yabancı antrenörlerin isimleri Yabancı ve Türk Menajerler tarafından kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır. Tüm antrenörlerin hakkı olan serbest rekabet ortamı yok edilmekte, hakkaniyet ve tarafsızlık ilkesi tamamen yok olurken, Ülkemizin öz değeri olan yerli antrenörlerimiz kendi ülkesinde 2. sınıf insan muamelesi görürken mesleki gelecekleri birkaç menajerin iki dudağının arasına sıkışmaktadır. Antrenör özlük hakları ve mesleki kariyer olanakları konularında resmi merci olan Voleybol Federasyonu,Voleybol Vakfı ve Türkiye Voleybol Antrenör Dernekleri Konfederasyonun attığı bir adım neredeyse yoktur.
    Ancak, Yurakarı da izah etmeye çalıştığım hususların yanına bir ilave yapmak istiyorum. Tüm Branşlarda görev yapan antrenör arkadaşlarımızın kendi branşlarına ait antrenör derneklerine sahip çıkmaları gerekmektedir. Bazı antrenör arkadaşlarımız hiçbir derneğe üye olamadıklarını biliyorum. Ayrıca, Voleybol ailesi içindeki bağlar yukarıda sıralanan ve benzer nedenlerle günden güne daha da zayıflamış olup neredeyse sevgi, saygı ve güven ortamı kaybolmaktadır.
    Bu çerçevede, Voleybol Vakfı ve Türkiye Voleybol Antrenör Dernekleri Konfederasyonunu asli görevlerini yapmaya davet ediyorum.
    Saygılarımla,
    Abdullah GÜMÜŞBAŞ

  4. Sevgili Savaş
    Senin “Bu bakımdan kendilerine söz hakkı düştüğünü düşünen tüm voleybol paydaşlarına sitemizin kapıları sonuna kadar açıktır.” Sözlerinden yola çıkarak ve 50 yılı geçen süre içerisinde Voleybolun bir paydaşı sayılmam gerektiğine inanarak, Aynı zamanda Türkiye Voleybol Antrenörleri Derneğinin (VAD) kurucu Bir Üyesi olarak Özellikle Türk Voleybol Antrenörlerine yıllardır yapılan haksızlıklara rağmen her şeye karşı duran bir Voleybolun Neferi olarak bu günlerde tekrar gündeme gelen haksızlıklara ilişkin yazdığım yazılarımın senin sitende yayınlanmasını istiyorum. Ancak, Benim yazdığım yazılar voleybolumuzun içerisinde yer alan ve bu olumsuzluklara suskun kalan ve de taraf olan bazı kişileri rahatsız edebilir.
    Bu neden ile yazdığım ve senin tarafından yayınlanacak olan yazılarımın sorumluluğu bana aittir.
    Lütfen Benim Yazılarımı yayınlar mısın. ?
    Saygılarımla,
    Abdullah GÜMÜŞBAŞ

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu