Köşe YazarlarıManşetÜst Manşet

Küçük Kız Çocuğunun Voleybol Tutkusuna Büyük Şiddet

.

Voleybol ülkemizde gün geçtikçe daha büyük kitlelere hitap ediyor. Olimpiyat Oyunlarının yaklaşmasıyla birlikte, sporun birleştirici gücünün gittikçe su yüzüne çıktığı bu dönemde, maalesef üzücü bir haberle güne başladık.
Cuma gecesi Galatasaray Daikin- Nilüfer Belediyespor maçını tribünlerden takip eden sporsever Galatasaraylı Uğur İris ve 14 yaşındaki kızı Nil İris, maç çıkışı bir taraftar grubu tarafından darp edildi. Kendilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve spor adı altında her türlü şiddete karşı çıkıyorum.

Voleybolu yıllardır büyük tutkuyla takip eden, 20 yaşında Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak benzer olayların bir daha yaşanmamasına küçük bir katkıda bulunabilmek amacıyla, sporun birleştirici gücüne GDS almak istiyorum.

 

Taraftarlık VS Holiganlık

Spor rekabetçi yönüyle bilinmesine rağmen, geçmişten günümüze sadece sporcuları değil takip eden her yaştan sosyal, kültürel ve ekonomik sınıftan milyonlarca kişiyi bir araya getirir. Rekabetçi yönü insanın temel sosyal ihtiyaçlarından olan aidiyet duygusuyla birleştiğinde, taraftar kimliğini oluşturur. Bir çoğumuzun doğasında bulunan aidiyet duygusu; bir takımı sevmemize, o camiada kendimizi güvende hissetmemize ve stresten uzaklaşarak konfor alanı oluşturmamıza yardımcı olur.

Sözlükler taraftarı ‘’sporcu veya takımın her türlü faaliyetini maddi ve manevi olarak destekleyen, karşılaşmalarını izleyip katkıda bulunan kimse’’ olarak tanımlıyor. Taraftar, sporun belli başlı gruplaşmalar çerçevesinde dahi olsa insanları ortak amaç, sevda uğruna bir araya getirmesinin spesifik örneğidir. Hemen belirtmekte fayda var ki taraftarlıkla holiganlık farklı kavramlardır.

Taraftar sporun güzelleşmesine, mücadelenin artmasına imkan hazırlarken, holiganlık bunun tam aksi şekilde sporu kirletmekte, istemediğimiz görüntülere sebebiyet vermektedir.

Peki, spor sadece aynı takımı, sporcuyu destekleyen insanlar için mi birleştiricidir? Sizleri yaklaşık 55 yıl kadar geriye götürüp bir örnekle cevabı vermek istiyorum. 4 Şubat 1969’da efsane futbolcu Pele’nin forma giydiği Santos takımı Nijerya’da yerel bir takımla oynayacağı maç için ülkeye giriş yapar. Biafra eyaletinde ayrılıkçılığın tetiklediği kanlı iç savaş, Brezilyalıları güvenlik konusunda endişelendirse de Pele’nin gelişi savaşan tarafları 2 günlük ateşkes sağlanmasına olanak verir. Spor, birleştiriciliğini bu kez sadece taraftar grupları arasında değil, topyekûn bir şekilde ülke genelinde kendini göstermiştir.

Sultanların birleştirici gücü

Peki ülkemizde sporun birleştiriciliğinden söz etmek mümkün müdür?

Ülkemizin gerek başarılarıyla gerekse ilgisini çektiği kitleyle parlayan sporu voleybol, geçtiğimiz yaz Milli Takım Sezonuyla beraber tüm ülkeyi tek yürek haline getirdi. İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir gibi şehirlerin yanı sıra Bartın, Kars, Sinop, Samsun, Zonguldak ve daha niceleri olmak üzere ülkenin dört bin yanında kurulan dev ekranlarla Avrupa Şampiyonası heyecanını tüm ülke yaşadı. Henüz birkaç ay önce kalplerimiz bir atarken dün akşam yaşanan ve hiçbir meşrulaştırmaya tabii tutulamayacak bu olay, bizleri şaşırtırken bir o kadar da üzmüştür. Sporun birleştiriciliğinin değil şiddetin uygulandığı, taraftarlığın değil holiganlığın söz konusu olduğu bu tarz olayların bir daha yaşanmaması için gereğinin yapılmasını temenni ediyorum.

Uğur İris ve Nil İris’e bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletirken; şiddetin çözümü şiddetten geçmediği gibi yaptırımların caydırıcılığına da hatırlatmada bulunarak, sevgi ve barışla kalmanız, şiddetten uzak bir rekabetin içinde olmamız dileğiyle.

Asya Gücüm

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu