ManşetRöportaj

Voleybol nasıl başarıyor? Söz, Mehmet Kamil Söz’de

Basketfaul.com sitesinde İlker Yıldız’ın Sistem9 Yeşilyurt Başantrenörü Kamil Söz ile yaptığı söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz:
Voleybol nasıl başarıyor? Söz, Mehmet Kamil Söz’de
Ülke basketbolumuzun gelişimi adına, ülkemizde voleybol branşında özellikle de kadın voleybolumuzdaki başarıların önemli bir örnek teşkil etmesi gerektiğini son dönemlerde birçok kimsenin dile getirmeye başladığını görüyoruz. Aynı ülkenin basketbol branşında istikrarlı başarılar bir türlü yakalanamazken, nasıl oluyor da voleybol branşında hem de dünya çapında ve istikrarlı başarılar yakalanabiliyor? Basketbolun ülke çapına tam anlamıyla nitelikli yayılımını sağlayamazken, basketbol kulüplerimizin birçoğu yetiştiricilik özelliğini kaybederken, büyük oyuncular yetiştirmekte zorlanırken, pilot takım uygulamaları uzun süre unutulurken ve öz kaynakların verimli hale getirilmesi adına projeler yeni yeni hayat bulurken; voleybolda ise neler doğru yapılıyor ki hem dünya çapında büyük oyuncular çıkartılıyor hem yerli oyuncuların önemli katkıları ile Avrupa Kupalarında kulüplerimiz başarıdan başarıya koşuyor hem de A Kadın Voleybol Milli Takımımız çok önemli başarılara imza atıyor? İşte bu soruların cevabını belli ölçülerde bulabileceğiniz bir röportaj metnini okuyacaksınız. Ülke voleybolumuzda elde edilen başarıların kaynağının araştırılması ve bu röportaj gibi daha birçok röportajın gerçekleştirilmesinin de gerektiğini düşünüyorum.
Voleybol takımlarımız yerli oyuncularının önderliğinde Avrupa Kupalarında başarıdan başarıya koşarken hem kadın hem de erkek voleybol milli takımlarımız da önemli başarılara imza atmaya devam ediyor. Kısacası basketbolumuzda olduğu gibi bol yabancı oyunculu kadrolarla Avrupa’da başarı elde etmek adına oyuncu yetiştirme ve geliştirme anlayışı geri plana atılmıyor. Bu sezon Avrupa Kupalarında şu ana kadar finale kalma başarısı gösteren üç takımımızdan biri var ki ülkemizde özellikle takım sporlarında geçerli olan birçok düşünceyi değiştirecek düzeydeydi. Kadrosundaki oyuncuların yaş ortalaması sadece 22 olan Sistem9 Yeşilyurt kadın voleybol takımımız, Sayın Mehmet Kamil Söz’ün baş antrenörlüğünde büyük bir başarıya imza atarak Kadınlar CEV Challenge Kupası’nda finale kalmayı başardı. Bu gencecik kadro ile misli.com Sultanlar Liginde de geride kalan 29 haftada 15 galibiyet gibi ciddi bir galibiyet sayısına ulaştılar. Bu önemli başarıyı 11 genç Türk oyuncu ve 3 yabancı oyuncu ile elde ederken, ilk altıda yer alan oyuncularının üçünün 20 yaş ve altında olduğunu da özellikle belirtmemiz gerekiyor. Basketbolumuzda ise bu tabloyu en son 1993 yılında Koraç Kupası’nı kazanan Efes Pilsen ile yaşamıştık.
Sistem9 Yeşilyurt Spor Kulübü, öz kaynakları en verimli şekilde kullanarak ülke voleybolumuza değerler yetiştiren ve bunu yaparken sportif başarıyı da elde eden kulüplerimizin başında geliyor. Vakıfbank kulübüyle yapmış oldukları pilot takım işbirliğinin, basketbolumuzda da örnek alınması gerektiğini düşünüyorum. Aynı ligde yer alan iki kulübün pilot takım işbirliği içerisinde olması hem yarışmacı hem de yetiştiricilik anlayışının da birlikte olabilirliğini bizlere göstermektedir. Bu işbirliği uygulamasının basketbolumuz adına da örnek teşkil etmesi ve uygulanması ile de ülke basketbolumuzun çok daha ileri noktalara taşınacağından eminim.
Bu sezon CEV Challenge Kupası’nda final oynama başarısı elde eden Sistem9 Yeşilyurt kadın voleybol takımımızın başarısının en önemli mimarlarından biri olan baş antrenör Sayın Mehmet Kamil Söz ile gerçekleştirdiğimiz röportaj ile bu başarı hikayesini ve kadın voleybolumuzun başarısında etkili olan unsurların neler olduğunu okuyacaksınız. Birçok kulübe ilham olması gerektiğini düşündüğüm bu güzel yapılanmanın, basketbolumuza aktarımının nasıl yapılabileceğine dair ise hep birlikte kafa yormamız gerekiyor. Tabii öncelikle birinci ağızdan bu örnek yapılanmanın kodlarını hep birlikte bu röportaj metni ile öğrenmemiz de gerekiyor.
Saygıdeğer Hocam, sizi daha yakından tanımamız adına öncelikle kendinizi ve voleybol kariyerinizi bize kısaca anlatabilir misiniz? (Oynadığınız kulüpler/okullar ve çalıştığınız kulüpler/ antrenörler)
Oynadığım kulüpler: Karşıyaka, Malta, Tuborg, Halkbank, Çankaya Belediyesi, Söke Lee, Beşiktaş takımlarında oyuncu olarak oynadım. Halkbank’da oynarken 5 Türkiye Lig şampiyonluğu, 1 Şampiyon kulüpler kupası dördüncülüğü, 3 Türkiye kupası şampiyonluğu yaşadım. Antrenör olarak Azerrail, RC Cannes, Vakıfbank, Azerbaycan Milli takımı, Beşiktaş, Genç Milli takımı, B milli takımı, Fenerbahçe, Rabita Bakü, Sistem9 Yeşilyurt
1 CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu
1 CEV Şampiyonlar Ligi ikinciliği
2 CEV Şampiyonlar Ligi üçüncülüğü
1 CEV Kupası ikinciliği
1 CEV Kupası üçüncülüğü
1 CEV Challange Cup şampiyonluğu
1 Balkan Kupası şampiyonluğu
1 Dünya Kulüpler şampiyonluğu
1 Dünya Kulüpler üçüncülüğü
3 Türkiye Ligi şampiyonluğu
3 Türkiye Ligi ikinciliği
2 Türkiye Ligi üçüncülüğü
2 Süper Kupa şampiyonluğu
Okul:
Dokuz Eylül Üniversitesi Manisa BESYO Lisans
Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Fizyolojisi Yüksek Lisans
Çalıştığım Antrenörler: Faik Karayev, Hubert Wagner, Cengiz Göllü, Jan Fang, Jan De Brand, Alessandro Chiappini, Ze Roberto, Adnan Kıstak, Üzeyir Özdurak, Mehmet Bedestenlioğlu ve Gökhan Edman.
Beş sezon arka arkaya Beşiktaş Kadın Voleybol Takımının baş antrenörlüğünü yaptıktan sonra, bu sezon başında Sistem9 Yeşilyurt Kadın Voleybol Takımı ile anlaştınız. Bu süreç nasıl gerçekleşti ve Sistem9 Yeşilyurt’un teklifini kabul etmenizdeki en önemli unsurlar nelerdi?

Evet 5 sezon Beşiktaş takımının baş antrenörlüğünü yaptım. Beşiktaş takımıyla bütçeye göre iyi işler yaptığımızı düşünüyorum. Birçok genç oyuncuların Sultanlar Ligine adapte olmasına ve teknik gelişimine katkı sağladığımızı düşünüyorum. Şu an A milli takımda oynayan birçok oyuncu Beşiktaş takımında oynadı. Asıl amacımız oyuncu yetiştirmekti. Ama Beşiktaş da yönetimin değişmesiyle Kadın voleyboluna yatırım yapmak istemediler. Çok ciddi ekonomik problemler oldu ve sezon ortasında bütün oyuncular ayrılmak zorunda kaldı. Tabi ki ben ve ekibim de sezon sonu ayrıldık. Daha sonra Sistem9 Yeşilyurt’tan teklif aldık…
Çok genç bir kadroydu. Ama kapasiteleri yüksek oyunculardı. Bizi bu durum heyecanlandırdı. Ben gerçekten gençlerle çalışmaktan çok keyif alıyorum ve teklifi kabul ederek ekibimle beraber geldik.
Genç bir kadro ile 2020-2021 CEV Challenge Kupası’na katılan 27 takım arasında finale kalma başarısı gösterdiniz. Bu başarı hikayesini bir de sizden dinlemek isteriz.
Aslında ilk hedefimiz Sultanlar Liginde play-off’a kalmaktı. Avrupa kupası genç takım için zor olacaktı.
Fakat kendimizi bir anda yarıfinalde bulduk. Yarı final maçında THY ile karşılaştık. THY çok güçlü ve geniş kadroya sahip bir takım. Fakat oyuncularım sahada çok iyi savaştı ve çok iyi oynadı. Hepsi de çok inanmıştı. Ekip olarak hazırladığımız taktiği sahada çok iyi uyguladılar. Oyuncularım ilk defa böyle bir platformda oynadılar. Kariyerleri adına çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Sporcularım adına çok sevinçliyim.
CEV Challenge Kupası ve misli.com Sultanlar Liginde; Buket Gülübay (1999), Alexia Carutasu (2003), Sude Zeynep Demirel (2000), Derya Cebecioğlu (2000), Duru Aksu (2001) ve Aybüke Tuna Çetinay (2002) gibi birçok genç oyuncunun yer aldığı ve yaş ortalaması 22 olan bir takımla başarıyla mücadele ediyorsunuz. Hem CEV Challenge Kupası’nda finale kaldınız hem de misli.com Sultanlar Liginde de geride kalan 29 maçta 15 galibiyet gibi ciddi bir galibiyet sayısına ulaştınız. Bu genç kadronun performansını nasıl değerlendirirsiniz?
Gerçekten muhteşem bir performans gösterdiler. Burada önemli olan onların özgüvenlerini artırmaktı. Zaten hepsi kapasiteli oyuncular. Ama çok tecrübesizlerdi. Özellikle çalışmalarımızda teknik becerinin
yanında zihinsel becerilerini geliştirmelerine de önem verdik. Üst düzey takımın oynaması gereken modern sistemleri öğretip, nasıl kazanabileceklerini simule ettik. Hepsine aslında çok tecrübeli oyuncuymuş gibi davrandık. Çünkü kendisini öyle hissetmesi onu daha güçlendirecek ve cesaret verecekti ve öyle de oldu.

Bu genç kadro ile CEV Challenge Kupası’nda finaline kalmanız sonrasında hem siz hem de oyuncularınızın duygularını bizimle de paylaşır mısınız? Gerek Türkiye gerekse de Avrupa’da bu başarı nasıl karşılandı, nasıl yorumlar aldınız?
Bu genç kadroyla çok iyi bir başarı yakaladığımızı düşünüyoruz. Kişisel olarak daha öncede başarılar yakaladım ama bu başarı benim için çok değerli. Oyuncularımız hayatlarında ilk defa bu seviyede yarışıyorlar. İlk deneyimleri ve ilk yıldan böyle bir başarı elde etmeleri hem Türkiye’de hem de Avrupa’da çok ses getirdi. Amacımız kupayı kazanarak daha büyük ses getirmek.
CEV Challenge Kupası finalinde, Romanya Divizia A1’in son beş sezonunu şampiyon olarak tamamlayan ve bu sezonda sayı averajı ile ikinci sırada yer alan C.S.M. Volei Alba BLAJ (Romanya) ile karşılaşacaksınız. 17 ve 24 Mart tarihlerinde oynanacak final maçları hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim? Bizleri nasıl bir final serisi bekliyor?
Volei Alba BLAJ takımı Romanya’nın en güçlü takımı. Kadrosunda birçok Sırp milli takım oyuncusu var. Ama ben takımıma güveniyorum. Genç ve savaşçı bir takıma sahibiz. İlk maçı deplasmanda oynuyoruz. Zor olacak ama ilk maçta iyi bir skorla Türkiye’ye avantajlı dönmek istiyoruz.
Zehra Güneş (1999, Vakıfbank), Yasemin Güveli (1999, Eczacıbaşı), Çağla Akın (1995, Galatasaray), Tuğba Şenoğlu (1998, Vakıfbank), Şeyma Ercan (1995, THY) gibi birçok oyuncuya çok genç yaşlarda gelişim göstermeleri adına forma vererek, ülke voleybolumuza kazandırdınız. Bu oyuncuların birçoğu da şimdi hem A Milli Takımımızda önemli işlere imza atıyorlar hem de kulüpleriyle önemli başarılar sağlıyorlar. Antrenörlükteki öncelikleriniz ve felsefenizi bize anlatabilir misiniz?
Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra genç oyuncularla çalışmaya karar verdim. Özellikle Beşiktaş’ta daha önce ligde oynamamış ama yetenekli oyuncuları tercih ettik. Aralarına iyi yabancı oyuncular koyduk. Söylediğiniz gibi şu anda milli takımda oynayan birçok oyuncu bu projemizde oynayarak kendilerini ispat ettiler. Tabi ki kolay olmadı. Daha önce Sultanlar Liginde oynamamış beş altı oyuncuyla lige başlamak büyük riskti ve zordu. Ama ilk yılda takım 7. olunca bizde heveslendik. Çünkü onlarla çalışmak büyük keyif. Sıfırdan bir şeyler öğretmek ve kafanızdaki sistemde oynamak keyifliydi. Ayrıca genç oldukları için çok açlar. Ne verirseniz onu alabiliyorlar.
Hem öz kaynaklara ve genç oyunculara önem vererek hem de sportif açıdan da başarılı olunabileceğini gösterdiniz. 22 yaş ortalamasına sahip bir takımın elde ettiği bu başarı sizce doğru bir şekilde okunursa, ülke sporumuzda olumlu anlamda ne gibi dönüşümlere öncülük edilebilir?

Gerçekten beklenmeyen bir başarı gösterdik. Bu bence şu anlama geliyor; bu takımda oynayan oyuncuların birçoğu uzun yıllar Türkiye’yi uluslararası maçlarda temsil edecekler. Bunu daha ilk yıllarında ispatladılar.
Sistem9 Yeşilyurt Kadın Voleybol Takımı, 2018-2019 1.Bayanlar Ligi’ni PTT’nin ardından ikinci sırada tamamlayarak tekrardan Vestel Venus Sultanlar Ligi’ne çıkmıştı. İki sezon önce bir alt ligde yer alan bir takımın hem de çok genç bir kadro ile Kadınlar CEV Challenge Kupası’nda finale kalmasındaki etkenler sizce nelerdir?
Bildiğiniz gibi 3 yıldır Vakıfbank ile pilot takım uygulaması var. Vakıfbank genç takımındaki oyuncuların tecrübe kazanması için geçiş kulübü Sistem9 Yeşilyurt. Aralarına yine genç yabancı oyuncular eklenerek bir takım oluşturulmaya çalışıldı. Bu kızlar kapasiteli oyuncular. Özellikle bu yıl teknik ve taktik açıdan çok iyi çalıştık. Takım içerisinde arkadaşlık ve dayanışmayı ön plana çıkarttık. Takım oyunu oynayarak CEV Challenge Kupasında finale kalmayı başardık. Benim için yıldız
oyunculardan çok, takım oyunu ön plandadır. Başarı için takımdaki herkes etkin olmalıdır. Özellikle voleybol bunun için çok uygundur.
Yeşilyurt kulübünün en önemli özelliğinin başında hem oyuncu hem antrenör hem de yönetici alanında ülke voleybolumuza birçok değerler yetiştirdiğini söyleyebiliriz. Yeşilyurt kadın voleybol takımı ile bu sezon ve gelecek sezonlardaki hedefleriniz nelerdir?
Evet kesinlikle Yeşilyurt Spor Kulübü İstanbul’un köklü kulüplerinden biri ve iyi bir camiası var. Sadece voleybolda değil; tenis, yüzme, sutopu, basketbol, kürek takımlarına sahip. Türk sporuna birçok sporcu ve antrenör yetiştirmiştir. Bu sezon Avrupa’da şampiyon olmak istiyoruz. Liglerde play-off’ta 5 veya 6 olup, gelecek yıl da Avrupa’da oynamak en büyük hedeflerimiz.

Misli.com Sultanlar Liginde üç-dört sezon önce yabancı oyuncu sayısının azaltılmasından sonraki süreçte hem kulüplerimizin hem de Milli Takımlarımızın başarısında hiçbir düşüş gözlenmediğini görüyoruz. Bunun tam tersi olarak sizde olduğu gibi birçok takımımızda lider Türk oyuncu sayısının arttığını sevinerek görüyoruz. Ancak özellikle futbol ve basketbolda kulüplerimizin Avrupa Kupalarında başarılı olmaları adına yabancı oyuncu sayısı arttırıldıktan sonra hem kulüp takımlarımızın hem de Milli Takımlarımızın başarılarında ciddi düşüşler yaşandı. Kulüplerimiz ve ülke sporumuzun başarısı açısından yerli ve yabancı oyuncu dengesinin nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz.
Futbol ve basketbolda yabancı sayısının sınırsıza yakın olması beni çok şaşırtmıştı. 35 yıldır hem oyuncu hem de antrenör olarak sporun içindeyim. 5 yıl yurt dışında çalıştım. Türk insanı olarak yabancı hayranlığımızdan bir türlü vazgeçemedik. Futbol ve Basketbolla ilgili çok fazla yorum yapmam doğru olmaz diye düşünüyorum. Voleybolun, Türkiye’den 2020 Tokyo Olimpiyatlarına katılmaya hak kazanan tek takım branşı olması durumu özetliyor.
Birçok kulübümüzün mali açıdan çok ciddi bir borç yükü içerisinde olduğunu görüyoruz. Voleybol dahil olmak üzere diğer spor branşlarını da kapsayacak şekilde baktığımızda kulüplerimizin mali fair-play’e uymaları ve sürdürülebilirlikleri adına ne tür bir yol izlemeleri gerektiğini düşünüyorsunuz?
Aslında yukarıda bunun biraz cevabı var. Mali konularda voleybolda da çok dengesizlik var. Bunu devletin düzenlemesi gerekiyor. İtalya bunu daha önce voleybolda yaptı. 200 bin Euro tavan ücreti koydu. Hiçbir kulüp bu fiyattan daha yukarı bir ödeme yapamadı. Almanya’da çoğu branşta limitler var. Düşünün bir voleybol takımında bir oyuncu 2 milyon Euro alacak, takım arkadaşı 100 bin lira, takımın antrenörü 80 bin Euro alacak… Böyle bir adaletsizlik olmamalı. Onun üç sıra altında takımın antrenörü 10 bin lira alacak. Ciddi dengesiz bir dağılım.
Ülkemizde özellikle takım sporlarına baktığımızda kadın voleybolunun çok başarılı olduğunu görüyoruz. Bu istikrarlı başarıların, futbol ve basketbol gibi çok daha fazla ilgi gören spor branşlarına göre daha üst düzeyde olmasını nelere bağlıyorsunuz?
A takımlar düzeyinde ve milli takımlar düzeyinde Türk voleybolunda başarıların gelmesi voleybola olan ilgiyi her geçen gün arttırmakta. İlginin fazlalığı alt yapıdaki sporcu sayısını arttırmakta, geniş havuzdan yetenekli oyuncu yakalama şansınız daha fazla olmaktadır. Tabii ki A takım düzeyindeki ve alt yapıdaki başarılarımız yaklaşık 20 yıldır yapılan projelerin sonucudur.
Şu an birçok spor okulu var. Alt yapı ile ilgili Eczacıbaşı, Vakıfbank, Karayolları, İlbank bu işi Türkiye’de yapan en iyi kulüpler. Tabi ki imkanları çok iyi. Ayrıca kadınlarda voleybola çok ilgi var. Çok başvuru var. Kulüpler yetişemiyor. Özel spor okulları bu açığı kapatmaya çalışıyorlar.
Proje takımı ve pilot takım uygulamalarına bakış açınızı öğrenebilir miyiz? (Sigorta Shop Kadınlar Voleybol 1. Ligi; Vakıfbank, Fenerbahçe, 2. Lig Kadınlar; Eczacıbaşı, Fenerbahçe, TVF Spor Lisesi)
Olumlu bir yaklaşım. Oyuncuların gelişebilmesi için oynamaları lazım. Özellikle 3 yıldır kulüpler pilot takım uygulamasına başladı. Bizim takımda Vakıfbank’ın pilot takımı. Ve Avrupa şampiyonluğuna oynuyorlar sonuç ortada.
Türk voleybolunun başarısını sağlayan uygulamaların, ülkemizdeki diğer takım sporu branşlarına da uygulanabilir olarak görüyor musunuz?
Kesinlikle uygulamalılar alt yapı yoksa üst yapıda olmaz. Kendi insanımıza ve kültürümüze uygun ekol ve sistem geliştirmelisiniz ve bunun içini kendi insanımızla doldurmalısınız.

Bir voleybol antrenörü gözüyle baktığınızda, ülke voleybolumuz başta olmak üzere diğer spor branşlarındaki en önemli sorunlarımızın neler olduğunu söyleyebilirsiniz? Ülkemizde genel anlamda altyapı eğitiminde ve A takım organizasyonunda eksik olduğunu düşündüğünüz yönler nelerdir?
Türk sporunun en büyük sorunu yönetici sorunudur. Kulüplerin yapısı amatörce yönetilmesi. Yukarıda saydığımız problemlerin ana kaynağı. Kulüpler profesyonel yöneticilerle yönetilmesi lazım. Yani bu işin eğitimini almış kişilerce yönetilmesi lazım. Yönetim kurulu farklı bir şey. Yönetim kurulunun içinde bulunanlar birçok kişi profesyonel işleri kendileri yapmaya çalışıyor. Aslında bu işin uzmanına görev verip denetlemesi lazım. Büyük kulüplerde bunu çok yaşadım. Spordan hiç anlamayan birileri geliyor üzerinize yönetici oluyor. Anlamadığı işi yönetmeye çalışıyor ve sonuç hüsran. Her gelen yönetim aynı şeyleri yaptığı için ilerleme az ama maddi ve manevi kayıp çok oluyor. Hem antrenörlerin hem de oyuncuların emekleri boşa gidiyor.
Futbol ve basketbol gibi takım sporlarında Altyapı Milli Takımlarımız ile çeşitli kategorilerde çok önemli başarılar elde edilmesine rağmen, benzer başarının A Milli Takımlar düzeyinde elde edilemediğini görüyoruz. Oysa voleybolda ise Altyapı Milli Takımlarımız birçok başarı elde ederken, aynı zamanda bu başarıların A Milli Takımlarımıza da yansıdığını görüyoruz. Ülke voleybolumuzda Altyapı Milli Takımlarımız ile A Milli Takımlarımız arasındaki geçişi bu derece başarıyla sağlayan unsurlar nelerdir?
Cevap çok basit: alt yapıda yetişen oyuncu yaşı dolduğunda A takıma geçmesi ve oynaması lazım. Ama onun önünde yabancılar kapatmış durumda. Dolayısıyla gencecik çocuklarımız kaybolup gidiyor. Türk sporu kaybediyor. Yabancı sınırlaması kesinlikle olmalı.
Voleybol adına gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?
Yine genç oyuncularla Sultanlar Liginde şampiyon olmak.
Kariyeriniz boyunca size en çok fayda sağladığını düşündüğünüz alışkanlıklarınız nelerdir?
Disiplin, çalışkanlık ve dürüstlük.
Antrenörlük hayatınızda hiç unutamadığınız anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Fenerbahçe’nin baş antrenörlüğünü yaparken yine Avrupa kupasında CEV Cup finalinde ilk maç Polonya’daydı. Yarı finalde Rusya’nın Uralucka takımını elemiştik. Zor gruptan gelmiştik. Final maçının ilk ayağında ilk seti kaybettik. Sonra ikinci seti kazandık. Üçüncü sette 24-18’den kaybettik. Maçı 3-2 kaybettik. Eğer o seti alsak 3-1 maç bizim olacaktı. İkinci maç için avantaj yakalayacaktık. Ama bu bizim üzerimizde negatif bir etki yarattı. İstanbul’daki maçı da 3-2 kaybettik ve Avrupa şampiyonluğunu kaybettik. Bu yüzden 24-18 verdiğimiz set bizi Avrupa şampiyonluğunu kaybettirdi. Hala o seti unutamıyorum
Genç sporculara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Tabii ki her şeyin başı çalışmak. İyi bir yere gelmek istiyorlarsa çok çalışmaları gerekiyor. Sporcu gibi yaşamaları lazım. Kendilerini sadece sahada teknik olarak değil, zihinsel olarak da geliştirmeleri gerekiyor. Oyuncuların aynı antrenör gibi düşünmesi ve fikir üretmesi gerekiyor. Voleybolda son 40 yılda bulunan tekniklerin çoğunu oyuncular kendileri bulmuştur. Smaç servis, Back row atak, jump flot servis oyuncular tarafında ilk defa uygulanmıştır. O zaman diğerlerinden farklı olursunuz. Ve en önemli şey benim de çok önem verdiğim özellik; kaliteli ve iyi insan olmak.

Saygıdeğer Hocam, bu önemli başarıdan dolayı başta değerli kulüp yöneticilerinizi, sizi ve teknik ekibinizi, oyuncularınızı ve emeği geçen herkesi tebrik ederim. Röportaj için de ayrıca çok teşekkür ederim. Gerek final maçında gerekse de diğer çalışmalarınızda başarılar dilerim. Saygılarımla. 

Ülkemizde takım sporlarına baktığımızda futbol ve basketbol gibi çok daha fazla ilgi gören spor branşlarında üst düzey oyuncular yetiştirmekte zorluk çekilirken; kadın voleybolumuzda ve son yıllarda da erkek voleybolumuzda birçok dünya çapında üst düzey büyük oyuncular yetiştiğini mutlulukla görüyoruz? Sizce, voleybolda birçok büyük oyuncular yetiştirebilirken, diğer takım sporlarında bunu neden arzu edilen düzeyde sağlayamıyoruz?
Yukarıda belirttiğim gibi uzun süreli yapılanma. Bunun içinde antrenörlerin ve sporcuların eğitimi ön plana çıktı. Çoğu antrenör arkadaşım bende dahil Dünya çapında Olimpiyatlarda derece almış antrenörlerin yanında yetiştik. Ben 4 olimpiyat şampiyonu olmuş Ze Roberto’nun iki yıl yardımcı
antrenörlüğün yaptım. Brezilya’ya gidip Brezilya milli takımıyla kamp yaptım. Daha birçok genç antrenör arkadaşım aynı şekilde Japonya, Romanya, Polonya Azerbaycan gibi ülkelerde çalıştılar ve halende çalışıyorlar. Bunlar bir anda olmadı. Uzun bir süreçti.
Voleybolumuzda altyapı çalışmalarını verimli kılma adına Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF)’nun; “Fabrika Voleybol”, “TVF Spor Lisesi” gibi uygulamalarının yanında ülke voleybolumuz adına altyapı havuzunun genişlemesini ve oyuncu yetişmesine katkı sağlayan ne tür uygulamalar vardır?

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu