Köşe YazarlarıManşet

Bir ve Biz Oluruz Yolunda

Filenin Sultanları’nın finalde Çin’i yenip Voleybol Milletler Ligi şampiyonu olurken FIVB sıralamasında birinci sıraya yükseldiği geceyarısından beri hepimiz hafif esrik ve yarı sarhoş bir hallerdeyiz; yüzlerimizde de dâimî bir gülümseme… Saat farkı dolayısıyla, arka arkaya yapılan maçların, gecenin adeta sabah saatlerine isabet etmesi yüzünden uykusuz kalmamız da bu yarı sarhoşluğa katkıda bulunmuyor değil!  Ancak asıl sebep, bu büyük mutluluk… Ama topluca mutluluk! Sadede geleyim: Bence asıl, hep birlikte mutlu olmanın o büyük neşesini yaşıyoruz.

Daha önce de yazmıştım: Bizi hep birlikte mutlu eden şeyler üzerinde düşünmemiz lazım. Elbette her bir birey, kendi kişisel mutluluğunu önemser ve bunu hedefler. Ancak her birimizin bireysel mutluluklar gibi toplumsal/toplu mutluluklara da ihtiyacımız var. Bunun da yolu birleşmekten geçiyor.

Lütfen, bu varoluşsal ihtiyacımızı hep birlikte bir tescil edelim: Birleşmeye, buluşmaya, kucaklaşmaya muhtacız! Hayatta ayrışmak, farklılaşmak, tartışmak ve kavga etmek de var ve tabii ki bunların da bir işlevi bulunuyor. Ancak birleşmek, bizi mutlu eden temel pozisyon. En güzel ve tatmin edici birleşmenin de, aynıların veya benzerlerin değil, bilakis farklıların biraraya gelmesiyle olduğunu görelim. Bu arada farklılıkların kaybedilmesinin gerekmediğinin altını çizmek lazım. Aksine, hakiki birlik, farklılıların kabul edilmesi ve hatta farklılıklar aracılığıyla mümkün oluyor.

Kaptan Eda Erdem, şampiyonluk sonrası, ilginç bir şekilde iki sene önceki Avrupa üçüncülüğünün ardından yaptığı 4 Eylül 2021 tarihli Instagram paylaşımına çok benzer bir paylaşım yaptı ve yine takımın “bir” ve “biz” olabilmiş olması üzerinde durdu. Dolayısıyla kaptan, formülü şöyle kurmuş oluyor: Başarı, bir ve biz olabildiğimiz zaman geliyor. Kaptanın mesajı, teferruata yer vermiyor; başarıya katkıda bulunduğundan emin olduğumuz teknik, taktik, çalışma, hayat tarzı, fiziksel güç vb. gibi diğer faktörler üzerinde durmuyor. Demek ki aslî olan bunlar değil, bir ve biz olmak…

O zaman şu soruyu sormamız gerekiyor: Nasıl bir ve biz oluruz? Hemen söyleyelim ki, bu öyle kolay ve otomatik bir şey değil. Bu, ben ve başkası ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurmayı, sınırlarını bilmeyi, karşısındakini kabul etmeyi, başkalarının da kendisi gibi istek ve ihtiyaçları olduğunu teslim etmeyi, anlama ve empati niyetini gerektiriyor. Ama bunun da öncesinde, varoluş hikayemizin bir gerçeği olan bir bütünün parçası olduğumuz bilgisine sahip olmayı icap ettiriyor. Bu bilgiyi kalbimizde hissettiğimizde, biz olmanın ilk adımını atmış oluyoruz. Fark ediyoruz ki, biz, aynı zamanda birbirimiziz! Sevgili dostlar, buradan da ancak sevgi doğar. Romantik ve naif görünümlü şu formülasyonu burada bir hakikati ifade etmek üzere ifade edeceğim: Her şey sevgiyle başlar.

Lütfen Filenin Sultanları’nın hikayesine ibret nazarıyla bakmaya devam edelim. Farklılıkların biraraya nasıl bir sevgi ve inanç atmosferi içinde geldiğini ve bir amaç için nasıl bir ve biz olunduğuna bakalım. Ve lütfen günlük hayattaki kendi “takım”larımızda öğrendiklerimizi uygulayalım.

Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan bu şampiyonluğu bize armağan eden Filenin Sultanları’na çok teşekkür ederken, bir ve biz olma yolunda onlara nice başarılar, Cumhuriyetimize de nice yüzyıllar diliyorum.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu