Köşe YazarlarıManşet

‘İnsan olmanın sınırlarını aşan zorluklara katlanıyorlar’

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr. Recep Cengiz'in Türk Spor Ajansı'ndaki yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr. Recep Cengiz’in Türk Spor Ajansı’ndaki yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

TÜRK KADINI ŞAMPİYON

A Milli Kadın Voleybol Takımımız, FIVB Milletler Ligi finalinde Çin’i 3-1 mağlup ederek şampiyonu oldu.

Türkiye Voleybol Federasyonu’nun kurumsal kimliği, yönetim ve organizasyon becerisi, yeteneği keşfeden, beceriyi geliştiren bilimsel projeleri ve vizyonu başarının temelini oluşturuyor.

İtalyan Başantrenör Giovanni Guidetti döneminde olgunlaşan bilimsel düşünce, entelektüel derinlik ve kalitesinden doğan sinerji yeni Başantrenör, Daniele Santarelli yönetiminde meyvelerini veriyor.

A Kadın Voleybol Milli Takımı’nın FIVB Milletler Ligi finalinde şampiyon, Melisa Vargas, Milletler Ligi’nde “En Değerli Oyuncu” ve “En İyi Pasör Çaprazı” ödüllerinin sahibi olması, Zehra Güneş’in “En İyi Orta Oyuncu” ve Gizem Örge’nin “En İyi Libero” seçilmesi bunun en önemli göstergesi.

Üçer aylık dönemlerde, insan olmanın sınırlarını aşan zorluklara katlanmaları ve güçlü rakipler karşısında üst düzey mücadele etmeleri amaçlarını gerçekleştirecek güçlerinin varlığını kanıtlıyor. Sabır, fedakârlık, centilmenlik, cesaret, hırs, azim… Başarı için ne gerekiyorsa var.

Daniele Santarelli’nin, oyuncuların yeteneklerini her türlü koşullar altında sergileme becerisi takımın oyun kalitesine yansıyor. Analiz yaparken duygu temelli düşünmüyor. Rakiplerinin güçlü oyunlarına karşı strateji geliştiriyor. Takıma, bazen alışılmışın tersini oynatarak risk alıyor. Ancak, sistematik, dengeli ve tutarlı bir oyun anlayışı rakipleri karşısında psikolojik bir üstünlük ve özgüven yaratıyor. Yükselme hırs ve başarının boyutları ne kadar genişse problem çözme, organize olma ve güçlüklere direnme sınırları üst düzeye çıkıyor.

Katıldıkları turnuvalarda skor ve derece ne olursa olsun, her kesimden gördükleri desteğe dayanarak kendileri için nitelik taşıyan bir gelecek imajı yaratıyor, binlerce kız çocuğuna rol modellik yapıyor, bunu da içsel motivasyon aracı olarak kullanıyorlar.

Takımın oyun karakteri kazanma odaklı, baskı altında kalmaya ve yenilgiyi kabullenmeye elverişli değil. Herkes egosuz, ekip ruhu ve grup bütünlüğü içinde hareket ediyor. Bu; kaybettikleri zaman güvensizlik ve yetersizlik duyguları yaratmadığından daha çabuk toparlanmalarını ve oyunda denge kurmalarını sağlıyor. Takımda yapabileceğinin en iyisini yapma, mükemmelliğe kavuşma ve kazanma isteğini uyandırıyor.

Müsabakada galibiyet koşullarını yaratmaları, oyunu yeniden şekillendirmeleri, oyuna yön vermeleri, yerinde ve zamanında stratejik hamle yapabilmeleri özel davranış biçimleri olarak göze çarpıyor.

Takım karakterini oluşturan sistemli oynamak, düzenli mücadele etmek, centilmen davranmak, adil olmak, cesur ve mantıklı mücadele etmek gibi özellikleri çok iyi bir alt yapı eğitimi ve kültürel kazanımlara sahip olduklarını gösteriyor.

Bu kazanımla, yaşadıklarından dolayı daha hızlı büyüyen kız çocuklarının, şiddete maruz kalan kadınların algı ve yaşantısı değişiyor. Değerler eğitimi olarak verilen voleybol ‘ne derler’ algısını ortadan kaldırıyor. Kızlarımız, bulundukları durumdan daha yüksek bir düzeye çıkmayı ve bir eşdeğerlilik duygusuna kavuşmayı kendilerine amaç ediniyorlar. Bu bağlamda, şampiyon olan kadın voleybolcularımız, mutlu olan Türkiye, gururlu olan Türk kadınıdır.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu