Köşe YazarlarıManşet

Bugün Hep Beraber Ayağa Kalkmak Zorundayız

Ülke olarak haftasonu hava durumu ile ilgili olarak teyakkuz halindeyken bambaşka bir konuda alarma geçtik. 6 Şubat sabahı itibariyle Kahramanmaraş merkezli çok şiddetli bir deprem yaşamış bulunuyoruz. Büyük bir acı içindeyiz. Çok çok üzgünüz.

Kafalarımızın içi allak bullak, kalplerimiz hüzünle dolu… Şaşkınız, endişeliyiz. Günü deprem bölgesindeki yakınlarımızdan haber alma çabaları, bağlantı problemleri, devamlı güncellenen ölü ve yaralı sayıları, yıkılan binalara dair rakamlar, medyadaki enkaz görüntüleri, kurtarma çalışmaları, yardım talepleri, göçük altındaki yakınlarına ulaşamayanların imdat mesajları ve muhabirlerin titreyen sesleri eşliğinde geçirmiş durumdayız. Çok uzun bir gün yaşadık.

Bu çok uzun süren güne eşlik eden başka şeyler de oldu. Deprem haberinin yarattığı ilk sarsıntıdan hemen sonra herkeste “depremde zarar görmüş kardeşlerimiz için ne yapabilirim?” duygusu, o insan oluşun güzel ve yüce hissi bir yanardağ gibi infilak etti. Resmi makamların organizasyonlarına paralel  olarak herkes yayınlanan ihtiyaç listeleri doğrultusunda çok hızlı bir şekilde kendi mahallesinde, işyerinde, ilçesinde yardım toplamaya başladı ve yerel yönetimlerle sivil toplum kuruluşlarının kolaylaştırıcılığında harekete geçti.

Ben de, yardım malzemelerinin toplanması ve tasnif edilmesi için evini açmış bir arkadaşımda, birkaç kişiyle beraber işin bir ucundan tutmaya çalışırken kendi içime ve etrafıma şöyle bir baktım. Paketlediğimiz her bir eşya ile uzaklarda evsiz ve soğukta kalmış insanlarımızla adeta bir bağ kuruyor, onlara dokunmaya çalışıyor, onlar için bir şeyler yapmaya gayret ediyorduk. Ama aynı zamanda bu, yaşadığımız acı, endişe ve korkuyla baş etme stratejimizdi; bize enerji veriyor, bizi rahatlatıp teskin ediyordu. Bunu bir grup olarak yapmanın da ayrı bir birleştiriciliği vardı. Hüznümüzü sessizce birbirimizle paylaşıyor ve bir yandan da hiç tanımadığımız kardeşlerimiz için çalışıyorduk. Aramızda okullar tatil olduğu için bize yardımcı olan ortaokul ve lise öğrencisi de bulunuyordu. Başkalarının ihtiyacını gidermek üzere yaptıklarımızın aslen kendi ihtiyaçlarımızı giderdiğini ve bizi iyileştirdiğini vurguladığım geçen haftaki yazımı hatırladım ve hemen tekrar bir şeyler yazmak istedim.

***

Bu yazıyı yazdığım dakikalarda göçük altında binlerce vatandaşımız soğuk ve karanlık bir geceye giriyor. Hepimizin aklı fikri onlarda, hepimizin yürekleri onlarla ve yakınlarıyla birlikte atıyor. Bu arada birçok kurum ve kuruluş gibi Türkiye Voleybol Federasyonu da depremin yaralarını sarmak için harekete geçeceğini açıkladı. Elbette birçok kulübümüz de bu çalışma ile bağlantılı ve bundan bağımsız olarak bu konuda gayret göstereceklerdir. İlerleyen günlerde yapacak daha çok işimiz olacak.

Bu arada bugün Galatasaray HDI Sigorta’nın milli oyuncusu İlkin Aydın’ın Galatasaray Spor Kulübü Ataşehir Taç Spor Tesisleri’ndeki yardım toplama faaliyetlerini yansıtan “Bugün hep beraber ayağa kalkmak zorundayız” yazılı Instagram hikayesi ve akabinde diğer voleybolcularımızın içten ve yürekten bir gayretle dahil oldukları destek çalışmaları bana bir hayal kurdurdu. Çocuklarımızın ve gençlerimizin örnek aldığı İlkin Aydın gibi voleybolcularımızın bilfiil yardım çalışmalarına katıldığını görmeleri ne güzel, ne anlamlı olacaktır! Bazılarını eşya toplarken, bazılarını paketlerken ve bazılarını deprem bölgesindeki ihtiyacı karşılamak için kan bağışı yaparken gösteren sosyal medya paylaşımları, gençlerin zihninde ne kadar özel bir iz bırakacaktır! Normal zamanların antrenman, maç, yeme-içme ve sosyalleşme gibi rutin paylaşımlarının ne kadar ötesinde ve ne kadar farklı bir değer taşıyacaktır!

Evet, ben böyle bir şey hayal ediyorum: Hazır lig maçlarına deprem dolayısıyla ara verilmişken voleybolcularımız tam da orada, yardım faaliyetinin merkezinde ve göbeğinde olsunlar! Biz de öyle olalım! Zira çok işimiz var ve hepimize ihtiyaç var.

Çok yoğun geçecek bir dönemin sadece başındayız. Ve bu dönem gerçekten artık bir daha ihmallerimizin yol açacağı zararlara uğramamak ve canlardan olmamak için külahımızı önümüze koyacağımız son ve nihai dönem olsun.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu