CEV Avrupa Altın Ligi’nde mücadele eden A Milli Erkek Voleybol Takımı’nda Efe Bayram hem milli takım hem de Alberto Giuliani’nin gelişini değerlendirdi. Efe öte yandan kendisi gibi İtalya’da kariyerlerine devam eden Adis Lagumdzija ve Ebrar Karaurt hakkında yorumda bulundu.
Milli Takım’da Alberto Giuliani dönemi başladı, takımdaki hava şu anda nasıl?
Takımdaki hava gerçekten çok iyi. Çok pozitif ve istekli bir erkek milli takımı var. Alberto da geldiği ilk günden beri bizlere çok güzel bir enerji veriyor. Oyun sistemimizi onun istediği şekilde değiştirme sürecindeyiz ve çok güzel bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Kendi adıma onunla daha önceden de çalıştığım için bu sisteme alışık olduğumu ve kendimi çok iyi hissettiğimi söyleyebilirim.
Altın Lig’de Danimarka maçını set vermeden kazandık, Portekiz maçında 14 sayı kaydettin. Galibiyetlerde önemli katkı sağladın… Milli Takım potansiyeli itibariyle Milletler Ligi’nde olmayı hak ediyor. Bunun yolu da Altın Lig’den geçiyor. İyi bir başlangıç yaptık. Çıtayı yukarı koydu herkes. Baskı hissediyor musun bu konuda?
Baskıyı hepimiz hissediyoruz çünkü bu baskıyı öncelikle bizler kendimize veriyoruz. Bu takımın, bu ekibin çok daha iyi yerlerde olacağını biliyoruz ve bunu herkesten çok istiyoruz, bu da bizlere otomatik olarak kendimizde bu sorumluluğu hissetmemizi sağlıyor. Altın Lig’e gerçekten iyi bir başlangıç yaptık bunun devamını getirmek ve hedefimiz olan Challenger Kupasına gitmek, daha sonrasında da Milletler Ligi biletini bu sene almak istiyoruz.
Avrupa Altın Ligi’nde özellikle karşılaşmayı istediğin bir takım var mı? Geçen sene Çekya’ya finalde yenilmiştik
Kesinlikle Çekya. Geçen sene finalde onlara karşı kaybetmemiz bende büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı oluşturmuştu. Bu sene Final-Four’da tekrar Çekya ile karşılaşmak için sabırsızlanıyorum.
Olimpiyatlar çok önemli Türk sporu için. Herkes Efeler’i Paris’te görmek istiyor. Eleme grupları belli oldu. Bizi neler bekliyor elemelere dair?
Bir sporcunun katılabileceği en üst düzey organizasyon tabii ki de Olimpiyatlar. Bu sene biz de milli takım sezonumuzun en son ve en önemli turnuvalarından birini Olimpiyat Elemelerini Japonya’da oynayacağız. Grubumuzda çok güçlü takımlar var, ama bizim de önümüzde en iyi şekilde hazırlanmak için güzel bir zaman olacak. Umuyorum ki oynayacağımız turnuvalardan, yapacağımız hazırlıklardan, kamplardan en iyi sonuçları alıp Olimpiyat Elemelerine gideceğiz. Orada da var gücümüzle mücadele edip hayallerimiz, hedeflerimiz için savaşacağız.
İtalya’da seni en çok ne şaşırttı?
Kesinlikle takımların salonları. Türkiye ile kıyasladığımda müsabaka salonlarının daha eski olduğunu fakat içerisindeki atmosferin, seyirci tutkusunun bu derece yüksek oluşu beni en çok şaşırtan durum olmuştu.
Bir sporcunun yurt dışında kariyerine devam etmesi ne gibi zorlukları beraberinde getiriyor. Biz seyirciler olarak bu konuda biraz yabancı kalıyoruz. Senin bireysel mücadelen nasıl oldu?
Benim için en zorlayıcı süreç ilk 2-3 ay olmuştu diyebilirim. Ailemden, arkadaşlarımdan gerçekten ilk defa uzak olmak beni başlarda zorlamıştı. Yeni bir kültür, yaşam tarzı bunlara adapte olmak tabii ki biraz zaman aldı. Uyum sağladıktan sonra ise bu bana tamamen pozitif kazanımlar olarak geri döndü. Kendimle daha çok zaman geçirme fırsatı, sorumluluklar, yeni insanlar, sevdiğim iş olan voleybol… Yurt dışı seçimim için alınması belki de en zor ama en güzel karar diyebilirim.
Kısa dönemde kariyerindeki en büyük hedefin ne?
Bu kısa süreçte hedeflerim yalnızca milli takım üzerine diyebilirim. Milletler Ligi bileti almak, Avrupa Şampiyonasında madalya ve Olimpiyat Elemeleri.
Adis ve Ebrar geçen sezon İtalya’da sayı kralı oldular. İki Türk sporcunun zirvede yer alması herkesi sevindirdi. Onlar hakkında ne düşünüyorsun?
Bu Türk sporu ve ülkemiz için inanılmaz bir gurur. Dünyanın en iyi liginde zirvede iki oyuncumuzun olması… Adis benim hayatımda gerçekten çok önemli bir kişilik. Yurt dışı kararını vermemde de büyük rolü olan isimlerden birisi. Onunla aynı sahada oynamak da gerçekten çok keyifli. Ebrar da aynı şekilde dünya voleybolu ve ülkemiz adına çok önemli bir isim, çok önemli bir oyuncu. Umarım daha çok Türk oyuncuları zirvelerde görebiliriz.
Voleybol az hata yapanın avantaj yakaladığı bir spor. Maçta hata yaptığında kendini nasıl toparlıyorsun?
Voleybol bir hata oyunu. Az hata yapan takım günün sonunda galip geliyor. Kendi adıma hataların kesinlikle olacağını biliyorum ve anlık, o an için neyin gerektiğine, nasıl olması gerektiğine odaklanmaya çalışıyorum. Bir hata yaptığımda da bunun olabileceğini, bir daha nasıl bu hatayı tekrarlamam düşüncesiyle bir sonraki aksiyona hazırlanıyorum.
Efeler Ligi’nde 20 yaşında Halkbank adına oynarken 257 sayı kaydettin. Genç yaşta inanılmaz bir istatistik bu?
Çok teşekkürler, kendi adıma voleybol hayatım erken ve güzel başladı diyebilirim. Şu an milli takım antrenörümüz Alberto, Taner Atik ve Halkbank Kulubü beni 15 yaşımdayken a takım kadrosuna dahil ettiler. Bu da kendimi erken yaşta geliştirmem, bir şeyler öğrenmem, önemli oyunculardan, antrenörlerden bir şeyler kapmam açısından çok büyük bir avantaj oldu. Hala çok gencim öğrenmeye, tecrübe etmeye devam ediyorum. Eminim ki çok daha iyi istatistiklerimin olacağı sezonlar geçireceğim.
İdmanda veya maçta yaşadığın son ilginç olay neydi?
Son antrenmanımızda servis çalışırken biraz komik bir olay yaşadım. Topu servis için attıktan sonra iyi bir kontrol sağlayamadım, topa vurduktan sonra topun tribünlere gidişini ben de takım arkadaşlarımla beraber izledim.
Kendine İdol olarak aldığın bir isim?
Michal Kubiak. Oyun stilini, saha içerisindeki karakterini çok beğeniyorum.
‘BENCE RONALDO’
1-Ronaldo mu Messi mi?
-Bence Ronaldo
2-kendine kızdığın bir özellik
-Alınganlık
3-İzlemekten en çok keyif aldığın sporcu?
-Michal Kubiak
4-Voleybolda bir kuralı yasaklasan bu ne olurdu?
-Yasaklamak değil ama erkek voleybolunda filenin uzunluğunu arttırmak isterdim.
5-Totemin var mı?
-Bağcıklarımı asla soyunma odasında, sahada bağlamamak
6-Seni en zorlayan rakip?
-Maksim Mihaylov
7-Favori dizin?
-Prison Break
