Spordaki kadınlarla ilgili filmler inanılmaz derecede ilham verici olabiliyor, ne yazık ki hala nispeten nadirler. Bend It Like Beckham ve A League of Its Own gibi filmler sadece arada bir ortaya çıkıyor, ama ortaya çıktıklarında da kadınların spora neden bu kadar bağlandığını anlamak kolay.
Kadınların birlikte spor yapmasıyla ortaya çıkan dostluk ve kardeşlik, ömür boyu sürecek dostluklara ve yetişkinliğe taşınan durumlara yol açabilir. Dolayısıyla bir film bu duyguyu yakalamayı başardığında kutlamaya değerdir ve gerçek bir hikayeye dayanan Miracle Season tam da bu kategoriye giriyor. Filmin yıldızı Helen Hunt’ın söylediği gibi, ister gerçek bir oyun için, ister sadece bir film için olsun, spor yapan kadınların yaptığı bağlantılar gibisi yoktur.
Filmde bir lise kadın voleybol takımının koçunu oynayan Hunt, “Arkadaşlık ve destek ekranda olduğu gibi gerçek,” diyor. Kadınların benimle rekabet ettiği veya benim için çalışmadığı konusunda bir deneyimim yok, tam tersi bir deneyimim var.
Miracle Season, 2010 yılında eyalet şampiyonluğunu kazandıktan sonra ertesi yıl tarif edilemez bir trajedi yaşayan Iowa City West Lisesi voleybol takımının gerçek hikayesini anlatıyor. Canlı kişiliği ve destekleyici doğasıyla takımdaki herkese ilham veren takımın kaptanı Caroline “Line” Found, trajik bir motor kazasında ölüyor. Bir hafta sonra, Found’un annesi kanserle uzun süren savaşı sonunda vefat etti. Filmin tasvir ettiği gibi, ekip üzüntü içindeydi, ancak kederlerini yenmeyi başardılar. Ve yeni bir kaptanın liderliğinde ve onlardan vazgeçmeyecek zorlu bir koçun (Hunt) önderliğinde, geriden geldiler ve eyalet şampiyonasında bir şans daha kazandılar.
Film tüm ekip üyeleri üzerine yoğunlaşmışken, sahneye koç Kathy Bresnahan çıkıyor. Ve bazı aktörler gerçek bir kişiyi oynama ihtimalinden korksa da Hunt, gerçek Bresnehan’ın filmde yer almaya bu kadar istekli olmasının bir avantaj olduğunu söylüyor.
Hunt, genç oyuncu arkadaşları için “Hepsi çok harikaydı” diyor. “Herkesin hala iletişim halinde olduğu benzersiz bir şey birbirlerine mesaj atıyorlar, birbirlerini destekliyorlar, tatillerde beraber oluyorlar. ”
Sporda kadınlarla ilgili diğer birçok film gibi, Miracle Season’da rekabetin heyecanını ve birlikte bir şey üzerinde çok sıkı çalışmanın bir sonucu olarak oyuncuların takım arkadaşlarına hissettikleri yakınlığı gösteriyor. Ancak filmin yakalamayı başardığı benzersiz deneyim, bu kardeşlik duygusunun, Found’in ölümü gibi, üyelerinin saha dışındaki kişisel trajedilerle başa çıkmasına nasıl yardımcı olabileceğidir. Hunt, “İmkansızı aşmaya çalışan birini oynuyorum, bu da onların yas tutmalarına izin verirken, ayakları üzerinde geri dönmeleri için bir boşluk bırakmaya çalışıyor” diyor. “Bu kadını canlandırmaya çalışırken gördüğüm şey buydu.”
Miracle Season’u lise sporlarıyla ilgili güzel anıları olan her genç kadının tekrar izleyeceği bir film yapan şey, bu güçlü, canlandırıcı kadın ilişkileridir. Duygusal bir çekirdek ve gerilim dolu bir rekabet havasıyla film, birçok kadının takım arkadaşlarıyla ne kadar yakın olduklarını, kardeşliğin ne kadar gerekli olduğunu hatırlatıyor.
Casey Cipriani
