Merhaba sevgili voleybol severler,
Bugün Röportaj bölümümüzde Nilüfer Belediyespor forması giyen Hümay konuğumuz olacak.
Sevgili Hümay merhaba. Salgın nedeni ile hepimizin evlerde olduğu bir zamanda, yüz yüze bir röportaj gerçekleştiremesek de, teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Voleybolu takip edenler eminiz ki sana dair bilgileri biliyordur fakat biz bir kez de senden dinlemek isteriz. Hümay Topaloğlu kimdir ve voleybola nasıl başladı?
1996 yılında İstanbul’da doğdum. Ailemde kimse bizzat sporcu olmasa da herkes çok sıkı spor takipçisi olduğu için, beni de spora yönlendirmek istediler. Voleybola 10 yaşında Fenerbahçe’de başladım. Daha sonra 2008’de Yeşilyurt Spor Kulübü’ne geçtim. Küçük Takımdan Genç Takım yılına kadar orada oynadım. 2012 yılında TVF’nin iki yıllık Yıldız, Genç Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına yönelik hazırlık sürecinde Marco Motta ve Alper Erdoğuş ile çalıştım. Oradan tekrar iki sene daha Yeşilyurt’ta oynayıp 2016’da Beşiktaş’a transfer oldum. Bu sene de Nilüfer Belediye Spor forması giydim.
Dilersen seni geçmişe götürelim. Beşiktaş ile Balkan Kupası şampiyonu oldunuz, o kadroda sen de yer aldın. Bu başarı sonunda Challenge Kupası’nda yer aldınız ve finalist Aydın Büyükşehir Belediyespor’a elendiniz. Avrupa’daki başarınızdan ve o günlerden bahsedebilir misin?
O sene sezonu Avrupa’ya hazırlanmak adına normalinden oldukça erken açmıştık. Çok sıkı ve disiplinli çalışıyorduk. Elbette Balkan Şampiyonluğu yaşamak çok güzel bir duyguydu fakat hedefimiz Challenge Cup’ta şampiyonluğu yakalamaktı. Aydın maçından sonra çok üzüldüğümü hatırlıyorum fakat bu mağlubiyet bende bir kamçı etkisi yarattı ve daha çok hırslanmamı sağladı diyebilirim.
Beşiktaş’tan ayrılıp Nilüfer Belediyespor’a transfer oldun. Ayrılırken, çok duygusal bir mesaj da paylaştın. Transfer hikayeni paylaşman mümkün mü ve Nilüfer Belediyespor’u tercih etme sebebini açıklayabilir misin?
Beşiktaş’ta üç sezon geçirdim. Bana her bir sene ayrı güzel ve önemli tecrübeler kattı. Beşiktaş’ta üzerimde emeği geçen herkese minnettarım. Fakat hedeflerim ve voleybol kariyerim doğrultusunda kendimi geliştirmek amacıyla başka kulüplerde de çalışmayı istiyordum ve benim için ilk şehir dışı tecrübesi olan Bursa Nilüfer Belediye Spor’u tercih ettim.
Normal sezonu sekizinci sırada bitirdiniz. Sezonu kısaca değerlendirebilir misin?
Bence bu sezonda her sezonda olduğu gibi şaşırtıcı maçların olduğu bir sezondu. Takım adına Play Off’ta bitirdiğimiz için mutluyum. Özellikle de ikinci devreden itibaren takım olarak daha iyi bir oyun sergilediğimizi düşünüyorum. Hedefimiz, normal sezonu 8.bitirmek değildi tabi ama salgın nedeniyle de Play off’ları oynayamadık.
Corona salgını nedeni ile ligler ertelendi. Henüz başlayacağı tarih belli değil. Sen bu arada çalışmalarına nasıl devam ediyorsun?
Bu dönemi mümkün olduğunca vücudumu rehabilite etmeye ve fiziksel olarak zayıf ya da daha az esnek olduğunu düşündüğüm kas gruplarına yönelik çalışmalarla geçirmeye özen gösteriyorum. Ayrıca biz takım olarak Zoom uygulaması üzerinden fitness antrenmanlarımızı yapmaya devam ediyoruz.
Son zamanlarda, canlı yayın söyleşi ve paylaşımlarda sayısı giderek artan ve ilgi çeken Zihinsel Antrenman konusunda neler söylemek istersin?
İlk başta Instagram ana sayfamda o kadar çok canlı yayın oluyordu ki hangisine gireceğimi şaşırıyordum! Genel olarak İnsan Psikolojisine ve Hint Astrolojisine ilgim var. Zihinsel antrenman olarak da bu dönemde evden çıkamadığım için Mindfulness çalışmaları ve bol Yoga yapıyorum. Hatta Voleybol Aktüel’de şu an yazarlık yapan Seda Uslu bu konuda bana ilham oldu diyebilirim. Ayrıca şu dönemde öyle çok dizi, film ve belgesel izledim ki buradan Nekşfliş’çilere sesleniyorum! Sponsorluğu bence hak ettim. :)
Milli Takım’a dönersek, 2013 Avrupa Genç Kızlar Voleybol Şampiyonası ve 2014 CEV U19 Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü olan kadroda yer aldın. 2015 FIVB U20/U21 Dünya Şampiyonası Avrupa Elemeleri kadrosundaydın. 2017 FIVB U23 Dünya Şampiyonası Avrupa Elemeleri’nde şampiyona bileti alan ekipteydin. İslami Dayanışma Oyunları’nda gümüş madalyan var. 2019’da Ankara’da gerçekleştirilen Avrupa Şampiyonası için yine davet almıştın. Milli formayı giymeyi, o başarıları senden duyalım.
Benim için Milli formayı giymek, ülkemi temsil etmek çok gurur verici bir şey! Küçükken televizyondan hayranlıkla izlediğim oyuncularla Milli Takımda oynama şansı yakaladım. Özellikle de A Kadın Milli takımımızın bu sene Tokyo Olimpiyat Oyunlarına katılma başarısı her aklıma geldiğinde tüylerimi diken diken ediyor!
Spor ile eğitimi bir arada yürütmek çok zor. Sen İstanbul Ticaret Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldun. Hem eğitimin, hem spor ve eğitimin bir arada yürütülmesi ile ilgili düşüncelerini alabilir miyiz?
Ne yazık ki ülkemizde hem okuyup hem de iyi profesyonel bir sporcu olmak yer yer zor olabiliyor. Bu konuyu, eğitim hayatım boyunca da defalarca dile getirdim. Eğitim kurumlarının, özellikle de sporcuların, sedanter bireyler gibi bir hayat sürdürmediğini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Ayrıca, bizlerin sporun içinde sosyalleştiğimiz kadar sporun dışında sosyalleşmeye ve spor dışında da öğrenmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Önünde voleybol için uzun bir zaman var fakat yine de sormak isteriz. Kariyerini tamamladığında spor mu yoksa aldığın eğitim ile alakalı mı ilerlemeyi düşünüyorsun? Herhangi bir planlama yaptın mı?
Fiziksel kapasitemin yettiği süre boyunca sporla iç içe olmak isterim. Fakat sonrası için bireysel danışmanlık veya insanlarla bire bire iletişim halinde olabileceğim meslek gruplarına yönelebilirim.
Voleybol ile ilgili bir soruya daha dönersek, şüphesiz Türkiye Avrupa’daki en iyi lig konumunda. Tüm yabancı oyuncular burada mücadele etmek istiyor. Peki, senin gelecekte, yurt dışında oynama gibi bir hayalin var mı?
Kendi ülkemde Avrupa’nın en iyi liglerinden birinde oynadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum! Ve evet kesinlikle yurt dışında oynama gibi bir isteğim var. Küçüklüğümden beri hayranlıkla izlediğim İtalya ligi olabilir belki.
Sevgili Hümay, bize vakit ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğin bir şey varsa, sözü sana bırakalım.
Eklemek istediğim son şey, bir çoğumuz bu salgından evvel şikayet ettiğimiz şeyleri özler olduk! Biz sporcuların, normalden daha hareketli bir hayatı olduğunu göz önüne alırsak, benim için bu döneme adapte olmak başta bir hayli zor oldu. Fakat bu dönemi pesimist olarak yaşamak yerine, ailemizle, sevdiklerimizle bir arada olmanın tadını çıkarabilir, öğrenmek istediğimiz başka konuları öğrenebilir ve kendimizi zihinsel olarak geliştirebiliriz. Umarım bu sıkıntılı dönemi hepimiz en sağlıklı ve en kısa sürede atlatırız.
Teşekkürler,
Hoşça kalın!
