Plaj voleybolu, Olimpiyat Oyunlarının son yedisinde yer aldı. Hollanda, bunların beşinde aynı ailenin üyeleri tarafından temsil edildi ve bunlardan sonuncusu 20 yaşındaki Raisa Schoon idi.
Raisa’nın annesi Debora, 1996 Atlanta’da aile geleneğini daha kızı doğmadan başlatan kişiydi. Oyun kariyerinin son turnuvası olan Sidney 2000’deki Olimpiyat Oyunları’nda küçük kız kardeşi Rebekka’yı partner olarak alarak ailesinin bu seriyi devam ettirmesinin yolunu açtı.
Strateji işe yaradı ve Rebekka üst üste üç Olimpiyatta mücadele etti. Ancak 2008 Pekin’den sonra, yeterli puanları toplayamadı ve aile Londra 2012 veya Rio 2016’da Hollanda’yı temsil edemedi.
Bu durum, Raisa’nın voleybol sahnesindeki hızlı yükselişiyle değişmeye başladı. Annesi tarafından çalıştırılan savunma oyuncusu, kariyerinin başında her yaş grubunda ulusal şampiyonluklar kazanan, ülkede her zaman değerli bir yetenek olmuştu. Ancak, ortağı Katja Stam ile birlikte CEV Kıta Kupası’nı kazanarak 19 yaşında Olimpiyatlara katılmaya hak kazanan en genç kadın oyuncu olması yine de biraz sürpriz oldu.
Debora artık Raisa’ya koçluk yapmıyor, ancak Hollanda milli takımının baş antrenörü Rebekka ile evli olan amcası Richard de Kogel olduğu için aile bağı orada kalıyor. Ancak, oynamaya başlamadan, ancak annesinin antrenmanlarını izlemeden önce bile yıl boyunca öğrendiği dersler asla unutulmayacak.
Voleybol gerçek bir aile sporudur. Sadece dünya çapındaki kapalı ve plaj turnuvalarında bulunan samimi ortam nedeniyle değil, aynı zamanda her yaştan ve fiziksel yetenekten insanın oynamasına izin veren oyunun basitliği nedeniyle. Aynı zamanda büyüleyici bir spordur ve bu nedenle aynı aileden birkaç kuşak ona aşık olur. Arada bir, bu aile bağlantılarını profesyonel düzeyde görebiliriz ve bu tam olarak ‘Voleybol DNA’sı’ dır.
Guilherme Torres
