Köşe YazarlarıManşet

Zihin-Beden Dengesi ve Bilinç Dönüşümü

Merhaba sevgili voleybol severler,

Son günlerde yaşadıklarımız insanlık tarihine geçecekler. Aslında hep birlikte çok enterasan dönemlere şahitlik ediyoruz. Bu dönem kendi içinde o kadar kendine has ki, biraz şaşkınlık ve çokça da belirsizlik içeriyor. Bu nedenle herkese faydalı olabilecek bir konuyu yazmak istedim.

Şu sıralar aslında nasıl da birbirimizi özlediğimizi, birbirimize ihtiyaç duyduğumuzu, ne kadar sosyal varlıklar olduğumuzu ve varlığımızdan nasıl da keyif aldığımızı fark ediyoruz. Bu da bize hem başkalarıyla, hem de kendimizle derin bağ kurma kapasitemizi hatırlatıyor. Burada asıl konu bunu ‘fark etmek’ üzerinden başlıyor. Ve fark etmek ‘mindfulness’ın (Türkçe’ye ‘bilinçli farkındalık’ diye çevrilebilir) eş anlamlarından bir tanesi olarak bugüne çok uyuyor.

Geçtiğimiz aylarda, hatta haftalarda, ’mindfulness her şeyin kalbinde’ dediğimizde belki o kadar da dikkate alınmıyordu ama şu anda bu yaşadıklarımız mindfulness’ı daha da önemli bir yere taşıyor. Varsayacağım ki bazılarınız çok yeni bu konuya ve hayatınızda belki de ilk kez duyuyorsunuz. O yüzden tanımını vereceğim ilk önce; dikkatin bilinçli olarak mevcut olana yargısız, nazik ve arkadaşça bir tavırla yönlendirilmesi ile oluşan farkındalık. Düzenli yapılan meditasyon teknikleriyle geliştirilebilen bir farkındalık hali. Bu halin kendimizle, çevremizle ve hoş/hoş olmayan ne varsa onunla kurduğumuz ilişkiyi dönüştürdüğü bilimsel bir gerçek. Dünyada medikal bir müdahale yöntemi olarak bile kullanılmaya başlayan programları var.

Hepimiz biliyoruz ki tüm gezegendeki şartlar oldukça sıkıntılı bir süreçte. Aslında Covid-19 haricinde de dengeleri bozacak yönde çok fazla insan aktivitesi mevcut ve biri şu anda ‘pandemic’ (salgın hastalık) olarak ortaya çıktı. Sadece bilim insanlarının neler söylediğini fark ederek bile başlayabiliriz. Bu tür tehlikeleri eğer fark etmezsek ve sorumluluk almaya başlamazsak çokça da yaşayacağımızı söyleyen, bas bas bağıran bilim insanları var.

Çoğumuz mindfulness’ın formel (meditasyon gibi) ve formel olmayan (günlük yaşamamızdaki) uygulamalarına en çok da böyle dönemlerde ihtiyaç duyuyoruz eminim ki. Bu nedenle şu sıralar bolca zamanımız varken yapacağımız mindfulness çalışmaları herkese çok iyi gelecektir. Gerçek mindfulness çalışmasını yapabilmek için inzivaya çekilmemiz, şehir hayatından kurtulmamız, uzaklara kaçmamız gerekmiyor. Meditasyon deneyimini tam şu anda, bu gezegenin üzerinde herhangi bir yerdeyken de yaşayabiliriz. Bu kriz döneminde kendimizle ve çevremizle olan ilişkimizde şefkati geliştirebilmek için ve ‘yapma hali’nde olduğumuz birçok zihinsel durumdan ‘olma hali’mize dönebilmek için bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Elbette hepimiz için farklı anlamlarda zorluklar var. Öyleyse; Mevcut durumda bedenimizin bilgeliği ile nasıl iletişim kuruyoruz? Kendimizle nasıl iletişim kuruyoruz? Neleri fark ediyoruz? Nelerle sadece olma halinde kalabiliyoruz?

Basit nefes çalışmaları veya yoga gibi bedensel duyumlara dönülen çalışmalar başlangıç için, kaygı ile baş etmeye çalışıyorsanız özellikle, yardımcı olacaktır. Mindfulness pratikleri çok affedicidir. Bu pratikleri aklımıza tekrardan düştükleri anda, başımıza kakmadan ve yargılayıcı olmadan yapmaya başlayabilirsek, her seferinde bize ‘yeniden başla’ sinyalini verirler. Böylece bu egzersizleri bir şefkat göstergesi olarak, ne zaman ve nerede mümkünse gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz.

Zorunlu olarak sosyal mesafemizi korumayı bizlere sunulmuş bir imkan olarak değerlendirebiliriz. Sadece yaşamlarımız değil dünya değişiyor, dönüşüyor. Sadece fark edelim. Yargılamadan, nazikçe, arkadaşça ve şefkatli bir tavırla. Kalbin mevcudiyetiyle…

 

Sevgilerimle.

Zeynep Seda Uslu

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu